Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/3370 E. 2015/2224 K. 16.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3370
KARAR NO : 2015/2224
KARAR TARİHİ : 16.02.2015

MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2013
NUMARASI : 2013/144-2013/345

Taraflar arasında görülen gaiplik ve bedelin Hazine’ye irat kaydı davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Davada, gaiplik ve gaip payına isabet eden bedelin Hazine’ye irat kaydedilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece kayyım atanması ile ilgili kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması ve kayyımın davada yer almasının sağlanması gerektiği gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 10 yıllık kayyımla idare süresinin dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1481 ada 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar hakkında Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 1997/1046 E.-2004/1063 K. sayılı dosyası ile açılan ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmaz paydaşlarından Şükrü oğlu Şaban ile Ahmet’in yargılama sırasında kim oldukları bilinmediğinden payların Hazine’ye intikal etmesi ihtimaline binaen Hazine yönünden hak ve yararların savunulması amacıyla Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 22/06/2000 tarih, 2000/386 E.-2000/571 K. sayılı kararı ile K.. D..’nın kayyım olarak atandığı, dava konusu taşınmazların Kayseri 1.Satış Müdürlüğü’nün 2004/27 E. sayılı dosyası üzerinden ihale ile satıldığı, kayyımla idare edilen maliklerin payının karşılğı 68.117,15-TL’nin kayyımlık büro hesabına yatırıldığı, kayyımla idare süresinin dolduğu ileri sürülerek gaiplik kararı verilmesi ve satış dosyasından tahsil edilen 68.117,15-TL ve yasal faizinin Hazine’ye irat kaydedilmesi isteğiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten de; 1481 ada 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar için 22/06/2000 tarihinde karara bağlanan Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/386 E.-2000/571 K. sayılı dosyası ile K.. D..’nın, Hazine’nin hak ve menfaatlerini koruma amacıyla temsil kayyımı olarak atandığı dosya kapsamı ile sabittir.
Bilindiği üzere, 3561 sayılı Yasanın 2.maddesinin 1. fıkrası ile ‘Bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi ya da miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.’ Ayrıca aynı yasanın 2.maddenin 2.fıkrasının ilk cümlesinde de ‘Mallar üzerindeki yönetim görevi sona erinceye kadar, yönetim kayyımı tayin edilen en büyük mal memuru yerine vekâlet eden veya atanan kimse de bir karara gerek kalmadan o makama tayin edilmiş sayılır’ şeklinde düzenleme getirilmiştir. Yasada fiilen taşınmazların yönetimine başlanılması tarihi öngörülmemiştir.
Somut olayda, her ne kadar, dosya kapsamından kayyımlık kararının ne zaman kesinleştiği tespit edilememiş ise de ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında kendilerine ulaşılamayan paydaşlar Ahmet ve Şaban’a 22/06/2000 tarihinde kayyım tayin edildiği ve bu tarihten itibaren şahısların kayyımca temsil edildiği sabittir.
Bu durumda, dava konusu taşınmazın re’sen yönetilmeye başlandığı tarihin kendilerine kayyım atananların payları yönünden satış dosyasında vergi borçlarının kayyım tarafından ödendiği 29/08/2005 tarihi olduğunun kabulü ile 10 yıllık sürenin dolmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş olması isabetli değildir.
Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.