Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/3002 E. 2015/2940 K. 26.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3002
KARAR NO : 2015/2940
KARAR TARİHİ : 26.02.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 30. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2013
NUMARASI : 2013/200-2013/146
Taraflar arasında görülen tapu iptal, mirasta denkleştirme, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tenkis talebi ile ilgili davanın ise tefrikine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …………. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise tenkis isteğine ilişkin olup, davanın açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesince; Mahkeme’nin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ümraniye Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine dair verilen karar, Dairece; ”… İddianın ileri sürülüş biçimine göre, miras bırakanın kendi üzerinde kayıtlı olan taşınmazlarını kayden intikal ettirmeyip 3. kişiye parasını ödemek suretiyle sicil kayıtlarının davalılardan Fatma üzerine intikal ettirdiği ileri sürüldüğüne göre; somut olayda, 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmayacağı, ancak ileri sürülen iddiaya göre olayın gizli bağış (elden bağış) niteliğinde olduğu, iddianın kanıtlanması halinde tenkis hükümlerine tabi olacağı, buna göre de açılan davanın TMK 560 ile 571. maddeleri arasında öngörülen tenkis davası olacağının tartışmasız olduğu, öte yandan; tenkis davalarının da çözüm yerinin genel mahkemeler olduğunda kuşku bulunmadığı, esasen, 4787 sayılı Yasanın 4. maddesinde Aile Mahkemesinin hangi davalara bakacağı belirtilmiş olup, 4721 sayılı TMK’nin 2. kitabının 3. kısmı hariç (118-395) Aile Hukukundan kaynaklanan davaların çözüm yerinin Aile Mahkemesi olacağı, öyle ise, mahkemece görevsizlik kararı verilmiş olmasının doğru olduğunun söylenemeyeceği, hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanması ve gerekli inceleme, araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği ” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tenkis talebi ile ilgili açılan davanın tefrikine karar verilmiştir.
./..
Davacılar, anneleri öldükten sonra mirasbırakan babaları Avni Kurtkaya’nın davalı Fatma ile evlendiğini, murisin parasını ödeyerek 3. kişilerden satın aldığı çekişmeye konu taşınmazlar ile 34 VR 3626 plakalı aracı, miras haklarını bertaraf etmek amacıyla davalı eşi adına tescil ettirdiğini, Fatma’nın da taşınmazlardan bir kısmını arkadaşları olan diğer davalılara muvazaalı aktardığını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik gizli bağış olduğunu, öte yandan 2002 yılından sonra evlilik birliği içinde edinilen mallar için mal ortaklığı rejimi sözkonusu olduğunu, anılan malvarlığının edinilmesi sırasında murisin katkısının bulunduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile terekeye iadesine ve payları oranında mirasçılar adına tescile, terekenin hesaplanıp denkleştirme yapılmasına, mümkün olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Hemen belirtilmelidir ki, davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve evrak arasına alınan kayıtlara ve resmi akitlere göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazları mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı eş) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 1.4.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek “gizli bağış” şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Esasen bozma ilamında da bu husus açıkça işaret edilmiştir.
O halde, tapu iptal ve tescil isteğinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davacılar vekilinin tenkise ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Dava dilekçesinde davacı taraf; tapu iptal ve tescil isteklerinin kabul edilmemesi halinde terditli olarak tenkis talebinde bulunmuş, mahkemece, hükümle birlikte tenkis talebine ait dava tefrik etmiştir.
Ne var ki; terditli olarak açılan ve aynı dilekçe ile dava konusu edilen tenkis isteminin iş bu davada bakılıp sonuçlandırılması gerekir. Zira, tenkis davasının tefrik edilmesi ve ayrı bir esasa kaydı davayı uzatacağından; usul ekonomisine aykırılık oluşturur.
O halde, davacıların terditli tenkis isteği yönünden araştırma ve inceleme yapılarak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken tenkis isteğinin tefrikine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.