Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/2895 E. 2015/2238 K. 17.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2895
KARAR NO : 2015/2238
KARAR TARİHİ : 17.02.2015

MAHKEMESİ : ERGANİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/11-2013/1049

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar; 399 parsel sayılı taşınmazın ………….. irsen kendilerine intikal ettiğini,tapu malikinin ölmeden önce taşınmazın 1/3 payını tapu dışı yolla davalıya sattığını, mirasbırakanları Hüseyin’in ölümü üzerine 21.04.2005 tarihinde taşınmazı kendi adlarına intikal ettirip, haricen satılan 1/3 payın davalıya satışını yapmak amacıyla tapuya gittiklerini, davalının hileli yollarla taşınmazın tamamını kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek 2/3 payın iptali ve adlarına tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece davanın reddine yönelik verilen karar davacının temyizi üzerine Dairece bozulmuştur.
Dairenin 01.11.2012 gün 2012/6919E-2012/12108K sayılı bozma kararında özetle “…Davacıların çekişme konusu 399 parsel sayılı taşınmazı, mirasbırakan ………… dan intikalini müteakip paylarını 21.04.2005 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik ettikleri, davacıların doğrudan gelir desteği için başvuruda bulunmamış olmalarının çekişmeli taşınmazın tamamını temlik ettiklerini bildikleri anlamına gelmeyeceği, mahkemenin dava dışı taşınmazlar yönünden doğrudan gelir desteği başvuru tarihini esas alarak davanın Borçlar Yasasının 31. (6098 sayılı Türk borçlar Kanununun 39) maddesinde belirtilen hak düşürücü sürede açılmadığı şeklindeki kabulün doğru olmadığı, davacıların taşınmazın kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri bölümü yarıcı usulü ile tasarruf ederken davalının bu tasarrufa karşı durduğu tarihte temliki öğrendiklerinin kabul edilmesi gerektiği, anılan tarih esas alındığında davanın süresinde açıldığının anlaşıldığı, bu sebeple işin esasına girilerek hile iddiası yönünden taraf delillerinin değerlendirilmesi, davanın sübut bulduğunun anlaşılması halinde kaydın tümünün mü yoksa kısmi olarak mı iptalinin gerekeceğinin irdelenmesi bu arada 5403 sayılı yasanın olayda uygulanıp uygulanmayacağının da tartışılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi…” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra iddianın ispatlandığı, 5403 sayılı yasanın çekişmeli taşınmazın temlik tarihinden sonra yürürlüğe girdiğinden uygulanamayacağı gerekçesiyle 2/3 payın iptal edilerek miras payları oranında davacılar adlarına tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ………….. raporu okundu, düşüncesi alındı .Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal, hukuksal gerekçeye ve özellikle çekişmeli 399 parsel sayılı taşınmazın davacılara ……….. dan irsen intikal ettiği, tapu malikinin ölmeden önce taşınmazdaki 1/3 payı tapu dışı yolla davalıya sattığı, murisin ölümü üzerine davacıların 21.04.2005 tarihinde taşınmazı kendi adlarına intikal ettirip, haricen satılan 1/3 payın davalıya satışını yapmak amacıyla tapuya gittikleri , davalının hileli yollarla taşınmazın tamamını kendi adına tescil ettirdiği, 5403 sayılı yasanın çekişmeli taşınmazın temlik tarihinden sonra yürürlüğe girdiği saptanarak 2/3 payın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ne var ki, davacılar 06.05.2011 havale tarihli dilekçede çekişmeli taşınmazın 2/3 payının iptal edilerek adlarına tescilini istedikleri halde mahkemece davanın kabulüne yönünde hüküm kurulması gerekirken kısa ve gerekçeli kararda davanın kısmen kabulüne yönünde hüküm kurulması yine dava paya yönelik açıldığı halde keşfen belirlenen ve harcı ikmal edilen 125.960,00.-TL dava değerinden davacıların payına isabet eden 83.973,00.-TL miktar üzerinden, davada vekille temsil edilen davacılar yararına avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmesi gerekirken, taşınmazın tamamının değeri (125.960,00.-TL) üzerinden fazla avukatlık parası takdir edilmesi doğru değil ise de, bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1., 2. ve 3. bentlerinin tamamen çıkarılarak bunların yerine;
“Davanın kabulüne, Diyarbakır ili Ergani ilçesi Özbilek Köyü 399 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 2/3 payının iptal edilerek, 1/6 payın Ramazan kızı Z.. A.., 3/6 payın Hüseyin kızı ……….. adlarına tapuya kayıt ve tesciline, 1/3 (2/6) payın davalı üzerinde bırakılmasına,
Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden çekişmeli taşınmazın dava tarihindeki değerinden davacıların paylarına karşılık gelen 83.973,00.-TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 8.768,00.-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine” ibarelerinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.