Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/2536 E. 2015/2998 K. 26.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2536
KARAR NO : 2015/2998
KARAR TARİHİ : 26.02.2015

MAHKEMESİ : BERGAMA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/186-2013/178
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davalı Hasan yönünden davanın reddine; diğer davalılar hakkındaki davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi …….. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı Hasan yönünden tapu iptal ve tescil isteğinin reddine; diğer davalılar hakkındaki tazminat davasının tefrik edilmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 627 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı iken, davacının Dikili Noterliğinden verdiği 25.8.2009 tarih, 6507 sayılı vekaletname gereğince vekili olan davalı Recep tarafından 26.8.2009 tarihinde davalı Paşa’ya satıldığı, davalı Paşa’nın da, 17.1.2012 tarihinde davalı Hasan’a sattığı, davacının; dava dışı eşi Hasan Bayraktar ile davalı Paşa arasında eser sözleşmesine dayalı iş ilişkisi bulunduğu, bu ilişki nedeniyle davalı Recep’in sözleşme bitene dek Hasan Bayraktar’dan teminat istediği, bunun üzerine kendi adına kayıtlı çekişmeli taşınmaz için davalı Recep’e vekâletname verdiği, ancak bir gün sonra Recep’in bu vekâletnameyi kullanarak taşınmazı kardeşi olan davalı Paşa’ya sattığı, satıştan haberi olmadığı, kendisine herhangi bir ödeme de yapılmadığı, bilahare eşi ile olan iş ilişkileri bitmeye yakın davalı kardeşlerin dava konusu yeri 17/01/2012 tarihinde kendi köylüleri ve iş ortakları olan diğer davalı H.. G..’ye sattıkları, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı, satış işlemlerinin muvazaalı olduğu ve davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri iddiasıyla eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden taleplerden biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması nedeniyle aynı hukuki sebepten doğan terditli istekler bakımından davanın birlikte görülerek sonuçlandırılması gerektiği kuşkusuzdur. Davalılar hakkındaki iddiaların aynı dava içerisinde dinlenmesi, dava ekonomisi ve adil yargılama ilkeleri uyarınca da bir zorunluluk olup, tefrik kararı verilmesi doğru değildir.
./..
Bu durumda, kademeli olarak ileri sürülen istekler tefrik edilmeksizin tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yargılama yapılıp davanın esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle tefrik kararı verilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları değinilen nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.