Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/2360 E. 2014/6038 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2360
KARAR NO : 2014/6038
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

ESAS NO : 2014/2360
KARAR NO : 2014/6038
MAHKEMESİ : TİREBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2007
NUMARASI : 2005/327-2007/312

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, dayanak tapu kaydının çekişme konusu taşınmaza uymadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacılar çekişme konusu taşınmazın miras bırakanları Halil adına kayıtlı Mayıs 1952 tarih ve 99 sıra sayılı tapu kaydı kapsamında kaldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebiyle eldeki davayı açmışlardır.
Bilindiği üzere; Harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur. Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte tapu müdürlüğünden istenilmesi, gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip, doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması, doğru esasa dayanmıyorsa, ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi, ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, böylece yanların dayandığı, usulüne uygun olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan, dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi; gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması, komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.
Öte yandan, sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Hal böyle olunca, davacının dayandığı tapu kaydının çekişme konusu taşınmazı kapsayıp kapsamadığının komşu parsel kayıtları getirtilmek ve yukarıda açıklanan ilkeler doğruldusunda mahallinde yapılacak uygulama ile saptanması, öte yandan çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanda kadastro çalışması yapılıp yapılmadığının araştırılması, kadastro yapılmış ise bu taşınmaz ile ilgili olarak kadastro tutanağının düzenlenip düzenlenmediğinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, tutanak düzenlenmiş olması halinde 3402 Sayılı Yasanın 25 ve 27. maddeleri hükmü gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazı açıklanan yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.