Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/22450 E. 2017/5171 K. 10.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22450
KARAR NO : 2017/5171
KARAR TARİHİ : 10.10.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL-ŞERHİN TERKİNİ

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil, şerhin terkini davası sonunda, yerel mahkemece şerhin terkini yönünden karar verilmesine yer olmadığına, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.10.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat … ile temyiz edilenler vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve şerhin terkini isteklerine ilişkindir.
Davacılar, murisbırakan …’dan intikal eden 856 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davalıların, beyanlar hanesindeki kayda dayanarak açtıkları tapu iptali tescil davasının reddedildiğini ancak davalıların haksız işgale devam ettiklerini ileri sürerek, beyanlar hanesindeki şerhin terkine, elatmanın önlenmesine ve 2.000-TL ecrimisilin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, taşınmaz üzerindeki hızar atölyesinin mirasbırakan …’e ait olduğuna dair beyanlar hanesinde kayıt bulunduğunu, atölyenin satış vaadi sözleşmesi ile bedeli ödenerek satın alındığını, ayrıca beyanlar hanesindeki kaydın terkini için 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, taşınmazda kullandıkları yer için de kira parası ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nce; “…Davacılar, hızar atölyesi ile birlikte atölye dışında da davalıların kullanımları nedeniyle elatmanın önlenmesini talep etmişlerdir. Mahkemece hızar atölyesine ilişkin beyan kaydının terkinine karar verilmesine, zemin ile muhdesat arasındaki bağlantı tesis edilmesine rağmen atölyeye elatmanın önlenmesine karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, elatmanın önlenmesine karar verilen alanın belirlenmesinde, ecrimisil bedeli ve dava değerinin belirlenmesinde de yapılan bilirkişi incelemesi hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, hızar atölyesi ve kullanım alanı belirlenmeli, bu alan dışında aşkın kullanım var ise davalılar kiracılık ilişkisini de kanıtlayamadıklarından kullanılan alanın ecrimisil bedeli saptanmalı, dava değeri olarak da terkin edilen beyan değeri, varsa hızar
atölyesi alanı dışındaki elatılan bölümün değeri ve ecrimisil değeri toplamı dikkate alınmalıdır…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda beyanlar hanesindeki şerhin terkini yönünden verilen karar Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğinden kesinleşen bu talep bakımından karar verilmesine yer olmadığına, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 856 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacıların paydaş oldukları, davalıların ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir haklarının bulunmadığı, tapu kaydının beyanlar hanesinde “üzerindeki mevcut hızar atölyesi … oğlu …’e aittir” şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca elatmanın önlenmesi ile ecrimisile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ilk dönem için ecrimisil miktarı belirlenip, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarının hesap edilmesi gerekirken; taşınmazın son dönem kira bedeli belirlenip, geriye doğru gidilerek ecrimisil miktarının hesaplanması doğru değildir.
Hal böyle olunca, dava konusu edilen ilk dönemin ecrimisil miktarının o yılların rayicine göre belirlenmesi, sonraki yıllar için ise belirlenecek tutarlara ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edelern vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.