YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22328
KARAR NO : 2017/2731
KARAR TARİHİ : 18.05.2017
MAHKEMESİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl davada davalı vekili, birleştirilen davada davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miraspayı oranında tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları Ş…’ın kayden maliki olduğu dava konusu 1293 ada 13 parsel sayılı taşınmazı, dava dışı kızı …(davalının annesi)’nin baskısı ile ölümünden kısa bir süre önce davalı torununa tapuda satış suretiyle temlik ettiğini, anılan işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile miraspayı oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, dava konusu taşınmazı gerçek bir satışla temlik aldığını, taşınmaz karşılığında murise 5.000,00 TL nakit, herbir mirasçıya ise 2.000,00 TL değerinde altın verdiğini, satıştan tüm mirasçıların haberdar olduğunu, birleştirilen davada davacı olan teyzesi…in akit tanığı olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacıların mirasbırakanı …’ın kayden maliki olduğu dava konusu 1293 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tamamını 02.01.2012 tarihinde dava dışı kızı …’den torunu davalıya satış suretiyle temlik ettiği, 1933 doğumlu mirasbırakan …’ın 22.08.2013 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak çocukları; davacılar … ile dava dışı … (davalının annesi), … ‘in kaldıkları, herbirinin 1/8 miras payı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, akitte tanıklık yapan birleştirilen dava davacısı …in, davayı açmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, mirasbırakanın davalıya yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Birleştirilen davada davacının temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece asıl davada muvazaa olgusu kabul edilmiş olup, birleştirilen davada davacının akitte tanık olarak yer alması, muvazaalı işlemi bildiği ve miras hakkından vazgeçtiği anlamına gelmez. Bu nedenle birleştirilen dava yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru değildir.
Öte yandan, davacı … tarafından, davalı aleyhine aynı sebeple açılan … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/75 Esas, 2014/115 Karar sayılı 24.02.2014 tarihli kararıyla eldeki dava ile birleştirilen, miras payı oranında tapu iptal ve tescil istekli dava yönünden de, mahkemece bir değerlendirme yapılarak, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus göz ardı edilerek, birleştirilen dava yönünden, olumlu – olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.
Kabule göre de; hükmün gerekçe kısmında, muvazaa olgusu kabul edilerek davacının davayı açmasının T.M.K.’nun 2. maddesine uygun olmadığı, hükümde ise davanın ispat edilemediği gerekçesiyle birleştirilen davanın reddine karar verildiği belirtilip, hükmün gerekçesi ile gerekçeli karar arasında çelişkisi yaratılmış olması da doğru değildir.
Birleştirilen davada davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.