Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/22323 E. 2015/12245 K. 21.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22323
KARAR NO : 2015/12245
KARAR TARİHİ : 21.10.2015

MAHKEMESİ : KONYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2014
NUMARASI : 2011/13-2014/164
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece 22705 ada 11 parseldeki çekişme konusu 12 nolu ve 14973 ada 11 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümler ile 42 FC 422 ve 42 KS 143 plaka sayılı araçlardan gelir elde edilmediği gerekçeyle anılan bağımsız bölümler ve araçlar yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar bakımından davanın kısmen kabulüne ve davalının dava konusu taşınmazlar için masraf yaptığını belirtmiş ise de bu konuda murisin terekesine karşı usulüne uygun dava açmadığından mahsup talebinin de reddine davanın, ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ………….’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece, 22705 ada 11 parseldeki çekişme konusu 12 nolu ve 14973 ada 11 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümler ile 42 FC 422 ve 42 KS 143 plaka sayılı araçlardan gelir elde edilmediği gerekçeyle anılan bağımsız bölümler ve araçlar yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar bakımından davanın kısmen kabulüne ve davalı dava konusu taşınmazlar için masraf yaptığını belirtmiş ise de bu konuda murisin terekesine karşı usulüne uygun dava açmadığından mahsup talebinin de reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu edilen 22705 ada 11 parseldeki 12 ve 14 nolu, 2835 ada 572 parseldeki 7 nolu, 14973 ada 11 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümler ile 13085 ada 18 parsel sayılı taşınmazın, ayrıca dava konusu 42 FC 422 ve 42 KS 143 plaka sayılı araçların tarafların mirasbıranı …………….. adına kayıtlı olduğu, muris Hüseyin Ali’nin 19.12.2008 tarihinde öldüğü, geriye davacı kızı Muazzez, davalı eşi ……………. ve çocukları …………….., ……………… ve ……………..’nın kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının 22705 ada 11 parseldeki çekişme konusu 12 nolu ve 2835 ada 572 parseldeki 7 nolu bağımsız bölümler ile 13085 ada 18 parsel sayılı taşınmazı kiraya vermek suretiyle gelir elde ettiğini, 22705 ada 11 parseldeki çekişme konusu 14 nolu ve 14973 ada 11 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümler ile 42 FC 422 ve 42 KS 143 plaka sayılı araçları ise kullanıldığını, ancak payına karşılık bir bedel ödenmediğini ileri sürerek dava tarihinden geriye doğru iki yıl için hesaplanacak ecrimisile karar verilmesini istemiş, davalı, dava konusu taşınmazlara ilişkin olduğu belirtilen kira sözleşmeleri ile yapılan harcalamalara dayanak olduğu belirtilen makbuzlar sunmuş, sunulan sözleşmelerden önce taşınmazların boş olduğu ve kira geliri elde edilmediğini, taşınmazlar için zorunlu ve faydalı masraflar yapıldığını belirtip takas – mahsup talebinde bulunmuş, yargılama aşamasında ölmüş, mirasçıları tarafından yargılamaya devam edilmiştir.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK’nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; hüküm altına alınan 4.365,54 TL ercimisil bedelinin hangi dönemlere ilişkin olup ne şekilde hesaplandığı açık olmayıp davalının takas – mahsup savunmasına da bu konuda muris…………………’nin terekesine karşı usulüne uygun dava açılmadığı gerekçesiyle itibar edilmemiştir.
Hâl böyle olunca, davacının ecrimisil talep ettiği dönemler dikkate alınarak davalının yaptığı zorunlu ve faydalı masrafların saptanması, dava konusu dairelerin ecrimisil istenen dönemde boş olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve takas mahsup def’i de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.