Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/22113 E. 2015/11347 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22113
KARAR NO : 2015/11347
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : ELAZIĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2014
NUMARASI : 2012/526-2014/344
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ………………’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ……….. adına kayıtlı bulunan çekişme konusu 1252 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından işletilmek ve kiralanmak suretiyle kullanıldığını, ihtarname gönderilmesine rağmen davalının haksız işgalini sürdürdüğünü ileri sürerek, dava tarihinden önceki beş yıllık dönem için şimdilik 1.000,00 TL ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, dava konusu taşınmazda payına isabet eden kısımda kendi oluşturduğu muhdesatı kullandığını, muhdesatın olmaması halinde taşınmazın kira getirmeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazda bulunan halı yıkama tesisinin davalı tarafından inşa edildiği, taşınmazın boş haliyle kira getirisinin olamayacağı, öte yandan anılan tesisin yapılmasından önceki dönemde taşınmazdan kira elde edildiğinin de kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların mirasbırakanı ………….’ın 4.8.2002 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davanın taraflarının kaldığı, davacılardan …………..’ın taşınmazda kiracı olarak bulunan dava dışı ……….’ya taşınmazı tahliye etmesi konusunda 6.4.2006 tarihli ihtarname keşide ettiği, ayrıca davacıların davalıya taşınmazı tahliye etmesi ve ecrimisil ödemesi konusunda 30.7.2009 tarihli ihtarname keşide ettikleri, ancak her iki ihtarnamenin de muhataplarına tebliğ edilemediği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazlarda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin veya başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 günlü ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olayda, davacı tanıkları taşınmazın bir dönem davalı tarafından kiraya verildiğini ve bir dönem davalı tarafından kullanıldığını belirtmişler ise de, davalının taşınmazı hangi tarihlerde kullandığı, hangi tarihlerde davacıların kullanma iradesinin davalıya iletildiği belirlenmemiştir.
Hâl böyle olunca, taraf tanıkları yeniden dinlenerek, taşınmazın hangi tarihler arasında kiraya verildiği, hangi tarihten itibaren davalı tarafından kullanıldığı, davacıların taşınmazı kullanma iradesinin hangi tarihlerde davalıya iletildiği ve davalının taşınmazın tamamında kullanımının bulunup bulunmadığı, bu haliyle davacıların taşınmazda kullanabilecekleri yer olup olmadığı hususlarının açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.