Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/22012 E. 2017/2508 K. 10.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22012
KARAR NO : 2017/2508
KARAR TARİHİ : 10.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi … ‘nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, duruşma isteği değerden reddedilerek, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, babaları…’nın paydaşı olduğu 70 adet taşınmazlardaki paylarını amcaları dava dışı…’nın vekil sıfatıyla davalı …’a temlik ettiğini, babalarının yaşlı ve malül olduğunu, akıl sağlığının yerinde olmadığını, kısıtlandığını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek yapılan devirlerin iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacıların aktif husumet ehliyetine haiz olmadığını, devir tarihinde fiil ehliyetinin tespiti bakımından … kurumundan rapor alınması gerektiğini, davacıların babalarıyla ilgilenmediklerini, taşınmazları alım gücünün bulunduğu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, işlemin mirasçılaradan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle 67 adet taşınmaz için davalı adına olan kaydın iptali ile … adına tescile karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden,…’nın paydaşı olduğu 188, 195, 2643, 348, 374, 375, 376, 395, 406, 408, 732, 120 ada 5 parsel, 222 ada 5, 7 ve 10 parsel, 314 ada 10,6,7,8 ve 9 parseller, 315 ada 5 parsel, 424 ada 6,7 ve 8 parseller, 443 ada 4 parsel, 444 ada 2 parsel, 446 ada 1 parsel,447 ada 2 parsel,514 ada 2 parsel,515 ada 1 ve 2 parseller, 516 ada 1 parsel,518 ada 4 parsel,520 ada 1 parsel,521 ada 1 parsel , 522 ada 1 parsel,546 ada 2 parsel,549 ada 5 parsel 586 ada 1 , 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17 parseller, 587 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 parseller, 588 ada 5,6,7 ve 8 parseller, 662 ada 8 parsel, 695 ada 4 parsel,134 ada 4 parsel ile 95 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 28.01.2013 tarih 293 yevmiye numaralı akitle bizzat 500-TL bedelle davalıya satış suretiyle temlik ettiği, davacıların babaları … hayatta iken eldeki davayı açtıkları, … Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/126 Esas, 2014/2 Karar sayılı dosyasında…ı’ya sağlık durumu sebebiyle …’ın vasi tayin edildiği, kararın Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 17.06.2014 tarihli ilamıyla onandığı, kesinleşme şerhinin dosya arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; dava ehliyeti, 6100 sayılı HMK’nin 51. maddesinde (1086 sayılı HUMK’nın 38. maddesi), dava şartı olarak benimsenmiş, 03/03/1993 günlü ve 773/82 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında da; dava şartlarının davanın açıldığı tarihten, hükmün kurulduğu tarihe kadar varlığını devam ettirmesinin temel kural olduğu açıkça vurgulanmıştır. Dava şartlarının, davanın açıldığı tarihte gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği tartışmasızdır.
Öyle ise; vesayet altına alınan kayıt maliki…’nın, davada yasal temsilcisi olan vasisi tarafından temsil edilmesi, vasinin 4721 sayılı, TMK’nin 462/8. maddesi gereğince husumete izin kararı alarak bizzat veya tayin ettiği vekil aracılığıyla yargılamayı yürütmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Öte yandan; davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usûl ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 11.04.1990 tarihli, 1990/1-152 esas-1990/236 karar sayılı kararında da aynı husus benimsenmiştir. Böylesi bir durumda, kamu düzenini ilgilendirmesi bakımından öncelikle ehliyetsizlik iddiası üzerinde durulması gerektiğinde kuşku yoktur.
Hâl böyle olunca; öncelikle … Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/126 Esas, 2014/2 Karar sayılı dosyasının kesinleşme şerhini içerir karar örneğinin temini, vasi …’ın husumete izin kararı alarak davaya katılımıyla, davanın görülebilirlik koşulunun sağlanması, davada taraf ehliyeti bulunmayan davalılar bakımından sıfat yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi muris muvazaasına dayalı davalar, miras bırakanın ardılı olarak değil, miras hakkının çiğnenmesinden ötürü zarara uğrayan kişi olarak ve kendi miras hakkına dayalı olarak açılmaktadır. Bu tür davalarda, dava hakkı murisin ölümü ile doğmaktadır. Muris hayatta iken bu tür bir dava açılmasına yasal olanak yoktur.
Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.