Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/21709 E. 2017/2868 K. 24.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21709
KARAR NO : 2017/2868
KARAR TARİHİ : 24.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, korkutma (ikrah), aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 2 parsel sayılı taşınmazı 07/10/2009 tarihinde, 3 parsel sayılı taşınmazı ise 03/08/2009 tarihinde, babasının şirket oratağı olan amcası … ’in borçlu olduğu davalı …’a baskı ve tehdit sonucu devretmek zorunda kaldığını, … tarafından imzalanan protokol başlıklı belge ile taşınmazlardaki hacizlerin kaldırılacağı kabul edilmesine rağmen bu işlemlerin yapılmadığını, belgenin hile unsuru olarak kullanıldığını, davalı …’ın birlikte hareket ettikleri diğer davalılar … ve … ‘e taşınmazları temlik ettiğini ileri sürerek tapunun iptaliyle adına tesciline olmadığı takdirde tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazlardan 2 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından 07/10/2009 tarihinden 160.000,00 TL bedelle; 3 parsel sayılı taşınmazın ise 03/08/2009 tarihinde 168.000,00 TL bedelle davalı …’a temlik edildiği, bu kişi tarafından da taşınmazların 13/01/2010 tarihinde ½ pay ile davalılar … ve … ’e devredildiği celp edilen icra dosyalarından, davalı …’ın dava dışı … Yavuz aleyhine takip başlattığı, davacı ve babası Mümin tarafından yapılan şikayet üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı 2010/75972 Soruşturma numaralı dosya üzerinden davalıların içinde olduğu şüpheliler aleyhine, yağma, dolandırıcılık suç örgütü kurma ve üye olma iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; Türk Borçlar Kanunu eski 53.maddesi yeni 74. maddesi uyarınca: ‘Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.’ Somut olaya gelince; ceza soruşturması sonucunda özellikle tehdit ve hile yönünden verilecek karar ve olayın oluş şekli hukuk hakimini bağlayacağından, soruşturmanın sonucu beklenilmeden sonuca gidilmesi doğru değildir.
Öte yandan; çekişme konusu taşınmazların temlik tarihleri ve icra dosyalarındaki takip ve özellikle ‘Protokol’ başlıklı belgenin … 7. İcra Müdürlüğü 2009/9242 Esas sayılı dosyasında satışı yapılarak dosyanın infaz edildiği beyanı ile satışların bu dosya borcu nedeniyle yapılıp yapılmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması, toplanan ve toplanacak deliller gözetilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 24.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.