YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21649
KARAR NO : 2017/2083
KARAR TARİHİ : 24.04.2017
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi-ecrimisil davası sonunda yerel mahkemece el atmanın önlenmesi isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteği bıkımından davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacılar; paydaş oldukları 33 parsel sayılı taşınmazı hazineden 18/01/2010 tarihinde satın aldıklarını, ancak taşınmazı haksız yere işgal eden davalının keşide edilen ihtara rağmen müdahalesini sürdürdüğünü ileri sürerek, davalının haksız el atmasının önlenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 2.660,00-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı; çekişme konusu taşınmazı … isimli kişiden kiraladığını ve kira bedelini bu kişinin banka hesabına yatırdığını,…’ın bu taşınmazla ilgili olarak açtığı tapu iptal tescil davasının halen derdest olduğunu, taşınmazın davacılara ait merdiven altı diye tabir edilen kısmı için de davacılar … ve …nın hesaplarına kira ödediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;çekişme konusu taşınmazın yargılama sırasında tahliye edildiği gerekçesiyle el atmanın önlenmesi isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebi bakımından ise davanın kısmen kabulü ile ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 24/02/2010 tarihinden dava tarihine kadar ki dönem için 1.095,00-TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre çekişme konusu 404 ada 33 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete tabi olup davacıların paydaş olduğu kayden sabittir.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette kiraya vermeyi düzenleyen 6.5.1955 tarihli 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 691/1 maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan yapılan kira sözleşmeleri geçerli olmadığı gibi paydaşları da bağlayıcı değildir.
Bu duruma göre, pay ve paydaş çoğunluğu sağlanarak kira sözleşmesi düzenlenmeksizin davalı tarafından kullanılan merdivenaltı şeklinde tanımlanan kısmın ayrık tutulmak suretiyle ecrimisile hükmedilmesi doğru olmamıştır. Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir.
Davalının temyiz itirazına gelince; davalı, dosyada mevcut 11/07/2014 tarihli belge içeriğine göre taşınmazı tahliye ettiğini ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirtmiştir. Ancak, sözü edilen belge davalı ve davacı paydaş … arasında düzenlenmiştir. Bu durumda, belgeyi imzalayan paydaşın diğer paydaşları da temsilen imzalayıp imzalamadığı, belgenin diğer paydaşlar yönünden bağlayıcı olup olmadığı hususları değerlendirilerek yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken bu hususun nazara alınmaması isabetli olmamıştır.
Kabule göre de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 267. maddesi uyarınca bilirkişi sayısının bir veya birden fazla kişiden oluşması gerektiği gözetilmeden iki kişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle karar verilmesi de isabetsizdir.
Tarafların temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.