Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/21632 E. 2015/8218 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21632
KARAR NO : 2015/8218
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2014
NUMARASI : 2013/679-2014/426

Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Barış Bülbül’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava,ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, 2306 ada 92 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin gaip olduğunu, Tekirdağ Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamı ile adı geçenlere Tekirdeğ Defterdarının Kayyım olarak atandığını, 10 yıllık kayyımla idare süresinin dolduğundan bahisle anılan kişilerin gaipliğine ve taşınmazın H.. H.. adına tesciline ilişkin olarak açtıkları davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleşerek taşınmazın H.. H.. adına tescil edildiğini,davalının taşınmazı otopark olarak kullandığını, ihtara rağmen 11.09.2007-10.09.2012 tarihleri arası dönem için tahakkuk ettirilen 15.365,00 TL ecrimisil alacağının ödenmediğini ileri sürerek tahakkuk eden ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, lokantanın maliki değil kiracısı olduğunu, davacının malik olmadığı dönem için ecrimisil talep edemeyeceğini, çekişmeli taşınmaza asfalt attırarak taşınmazı düzleştirdiğini, “lokantaya aittir” şeklinde bir otopark tabelasının bulunmadığını, dava konusu yerin herkes tarafından kullanıldığını, taşınmazdan herhangibir gelir elde etmediğini, ihtardan önce intifadan men şartının da gerçekleşmediğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu yere herkesin araçlarını park ettiği, davalının bu yeri sahiplendiğinin veya otopark parası adı altında gelir elde ettiğinin dolayısıyla haksız ve kötüniyetli olarak işgal edip kullandığı hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı bu durumda davalıdan ecrimisil talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

./..

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2306 ada 92 parsel sayılı taşınmazın malikleri “Mehmet oğlu Şakir”, “Mehmet oğlu Hikmet”, “Mehmet kızı Fatma”, “Sabire”, “Hasan”, “Suphi” ve “Rıza kızı Zehra”‘nın gaip olduğu nedeniyle Tekirdağ Sulh Hukuk Mahkemesinin 1997/1012 K. sayılı ilamı ile adı geçenlere 3561 sayılı Yasa uyarınca Tekirdeğ Defterdarının Kayyım olarak atandığı, 4721 sayılı TMK’nın 588. maddesi uyarınca 10 yıllık kayyımla idare süresinin dolduğundan bahisle anılan kişilerin gaipliğine ve taşınmazın H.. H.. adına tesciline ilişkin olarak Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/153 E. sayılı dosyası üzerinden açılan davanın Mahkemenin 2012/157 K. sayılı ilamı ile kabul edildiği ve kararın 12.07.2012 tarihinde kesinleşerek taşınmazın 10.09.2012 tarihinde H.. H.. adına tescil edildiği, fuzulen işgal nedeniyle 11.09.2007-10.09.2012 tarihleri arası dönem için 15.365,00 TL ecrimisil tahakkuk ettirildiği ve 04.04.2013 tanzim ve 11.04.2013 tebliğ tarihli ihtarname gönderildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesinde düzenlendiği üzere, taşınmazın mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Ancak miras, mahkeme kararı, cebri icra ve kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde mülkiyet tescilden önce kazanılır.
Bu durumda, davacı H.. H.. yararına kesinleşmiş tescil kararı ile davacının dava açma hakkı doğduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan; ecrimisil,kötüniyetli zilyedin haksız işgali nedeniyle hak sahibine ödemekle yükümlü olduğu bir tür tazminattır (TMK m. 995).
Somut olaya gelince;davalı tarafın kabulünde olduğu üzere davalının çekişmeli taşınmaza asfalt attırarak taşınmazı düzleştirdiği ve davalı müşterilerinin de lokantaya gelerek araçlarını (fenni bilirkişi raporunda kırmızı boyalı ve C harfi ile gösterilen 210,15 m2 lik kısma) park ettiği bu durumda, davalının haklı ve geçerli bir neden bulunmaksızın taşınmazı işgal ettiği dolayısıyla fuzuli şagil konumunda bulunduğu açıktır.
Hal böyle olunca; tescil kararının kesinleştiği 12.07.2012 tarihinden taleple bağlı kalınarak 10.09.2012 tarihine kadar olan süre için bilirkişi incelemesiyle belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.