Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/2161 E. 2015/953 K. 22.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2161
KARAR NO : 2015/953
KARAR TARİHİ : 22.01.2015

MAHKEMESİ : MİLAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2013
NUMARASI : 2012/41-2013/923
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu 836 ve 1428 parsel sayılı taşınmazların malikinin annesi ……… olduğunu, ……….’nin vefatından sonra kendisi ile babasına intikal ettiğini, murisin vefatından sonra taşınmazların bulunduğu alanda kadastro tespit çalışmalarının yapıldığını ve yapılan tespitte 1428 parsel sayılı taşınmazın 1/4 payının babası olan …………., ¾ payın ise kendi adına kayıt ve tescil edildiğini, daha sonra kendisinin evlenerek başka bir köye gittiğini, muris annesinden intikal eden taşınmazları araştırmaya başladığında çekişme konusunu oluşturan 1428 parsel sayılı taşınmazın 1996 yılında baba ………… tarafından davalılara satışlarının yapıldığını öğrendiğini, söz konusu taşınmazın resmi akit tablosunun incelenmesinde imzanın kendisine ait olmadığını, bekarlıktan kalan bir fotoğraf ile kimliği kullanılarak başka bir kadının götürülerek rızai taksim yaptırıldığı ayrıca dava konusu 836 parselin ise babası …………. tarafından kadastro tespitine itiraz etmesi sonucunda açılan dava ile zilyetlikten adına tescil ettirip, iki taşınmazın da davalılara satış suretiyle temlikinin sağlandığını ileri sürerek yolsuz tescile dayanan taşınmazların tapu kayıtlarının iptalleri ile 3/4 hissesinin adına kayıt ve tescil edilmesini istemiştir.
Davalılar, kadastro tespit çalışmalarından yaklaşık olarak 45 yıl sonra bu taşınmazların davalılar tarafından babaları ……….’dan satın alındıklarını, bu nedenle öncelikle açılan davanın zaman aşımı yönünden reddinin gerektiğini, yine bu parsellerle ilgili olarak davacı tarafından hak düşürücü süre içinde açılan bir davanın bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 836 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın hak düşürücü süre yönünden, 1428 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise; Adli Tıp Kurumu raporunda resmi akit tablosundaki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …………….’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.40.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.