Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/21339 E. 2017/2149 K. 26.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21339
KARAR NO : 2017/2149
KARAR TARİHİ : 26.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptal, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafça yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Davacı, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu 18. maddesi ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelik gereğince Mahalli İskan Komisyonu tarafından davalıya bina yapma şartlı olarak çekişme konusu 14 parsel sayılı taşınmazın tahsisi edildiğini, davalının verilen süre içnde taşınmaz üzerine bina inşa etmediğini ileri sürerek, 14 parselsayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalı, maddi imkansızlıklar nedeniyle başladığı inşaatı tamamlayamadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazı tahsis amacına uygun kullandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün 21/10/1991 tarih 49078 sayılı kararıyla çekişme konusu taşınmazın köy yerleşme alanı olarak davalı adına tahsisine karar verildiği, davalı ile 20/12/1989 tarihli sözleşme yapıldığı ve buna dayalı olarak çekişme konusu 150 ada 14 parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazın davalı adına 29/08/1990 tarihinde tahsisen tescil edildiği, mahkemece yapılan keşif sonucunda taşınmazın etrafının duvar ile örülü olduğu ve ahır olarak kullanıldığı saptanmıştır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 165. maddesi; “ Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” hükmünü içermektedir.
Nitekim, mülga 2510 sayılı İmar İskan Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 18. maddesi uyarınca da benzer bir düzenleme vardır: ‘Hak sahiplerine verilen taşınmazların takyit süresi içinde amacında kullanılıp kullanılmadığı müdürlükçe takip edilir. Kanunun 21 inci maddesine aykırı kullanıldığı veya geçerli özrü ve idarenin izni olmaksızın iskân mahallinin terk edildiği tespit olunduğunda Mahalli İskân Komisyonunca bu kişilerin hak sahiplilikleri iptal edilir ve bu taşınmazların, iskân amaçlarında kullanılmak üzere tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili mahkemeden istenir.
Ne var ki; davalıya yapılan arsa tahsisi kararının kaldırılmasına ilişkin idari makamlarca alınmış bir kararın olup olmadığı , karar var ise idari yargıda iptal davası açılıp açılmadığı mahkemece saptanmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.