Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/21298 E. 2017/2165 K. 26.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21298
KARAR NO : 2017/2165
KARAR TARİHİ : 26.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, babaları olan mirasbırakan…’ın 2, 7, 8 ve 74 parsel sayılı taşınmazlardaki payını 27.08.1987 tarihli ölünceye kadar bakma akdiyle gelini olan davalı …’a temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan…’ın 02.11.1998 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak davacı çocukları ile dava dışı oğlu …’nin kaldığı, davalının …’nin eşi olduğu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlardaki payını 27.08.1987 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide “muris muvazası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi(mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizliyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki; satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifadeyle malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp, belirli bir hizmet ya da emek olabileceği de kabul edilmelidir.(HGK.’nun 29.04.2009 gün 2009/1-130 S.K) Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır.
Öte yandan, HMK’ın 190 ve TMK’ın 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını kanıtlamak zorundadır.
Somut olaya gelince; mirasbırakanın yaşlı ve bakıma muhtaç olduğu, özellikle eşi…’in ölümünden sonra davalı …’ın, eşi ile birlikte murisin yanına gelerek bakım görevini yerine getirdiği, mirasbırakanın gerçek irade ve amacının mirasçılardan mal kaçırma olmayıp taşınmazı kendisini ölünceye kadar bakıp gözetmesi koşuluyla gelini olan davalı …’a temlik ettiği, ölünceye kadar bakma akdine konu edilen taşınmazlar ile mirasbırakanın terekesinde bulunan taşınmazların makul sınırlarda olduğu, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.