Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/20585 E. 2017/2985 K. 30.05.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20585
KARAR NO : 2017/2985
KARAR TARİHİ : 30.05.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişme konusu 501 ve 502 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve 1/3 er paylarının davacı adına tesciline ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.05.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat …ile diğer temyiz eden vekili Avukat … geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan babası …’ın maliki olduğu 501 ve 502 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla ara malik … üzerinden davalı oğlu …’a devir ettiğini, ara malik …’nın davalı …’in kayınbiraderi olduğunu, farklı bir taşınmaz için açılan iptal – tescil davası üzerine davalı …’in çekişmeli taşınmazları kaçırmak amacıyla bacanağı olan diğer davalı …’a devrettiğini, yapılan tüm devirlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu 501 ve 502 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile 1/3 er payının adına tescilini istemiştir.
Davalı …, çekişmeli taşınmazları 50.000,00 TL ödemek suretiyle … isimli şahıstan aldığını, satış bedelini banka hesabına yatırdığını, taraflar arasındaki husumetin tapu kaydına yansımadığını ve iyi niyetli olduğunu, murisin ölümünden 15 yıl sonra dava açılmasının kötüniyet içerdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davacı tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1994/645 esas 1995/266 karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmazların dava edilmediğini, bu nedenle temlikin muvazaalı olmadığının o dönemde kabul edilmiş olduğunu, öte yandan, çekişmeli taşınmazları muristen değil … … isimli şahıstan bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. .
Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişme konusu 501 ve 502 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve 1/3 er paylarının davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakanın maliki olduğu 501 ve 502 sayılı parselleri 08/09/1987 tarihinde dava dışı … …’a temlik ettiği, …’nın da 21/10/1987 tarihinde anılan taşınmazları davalı …’a temlik ettiği, davalı …’in 25/01/2013 tarihinde çekişmeli taşınmazları … …’a geri temlik ettiği, en son …’nın 25/03/2013 tarihinde çekişmeli taşınmazları davalı …’a temlik ettiği, davalı …’in çekişmeli taşınmazları 50.000,00 TL üzerinden dava dışı … …’tan aldığını beyan ederek Ziraat Bankasına ait dekont ibraz ettiği, anılan dekontun incelenmesinde; dava dışı … …’ın hesabına 50.000,00 TL yatırılarak açıklama kısmına ‘’ … tarafından yatırılan zeytin tarlası bedeli ‘’ ibaresinin yazıldığı, öte yandan davalı … tarafından tanık deliline dayanılarak isminin bildirildiği anlaşılmıştır.
Ne var ki, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
Şöyle ki, davalı …’in ibraz ettiği Ziraat Bankası dekontuna ilişkin dava dışı … …’ın banka hesap kayıtlarının celp edilerek anılan bedelin yatırılıp yatırılmadığı ve yatırılmış ise daha sonra çekilip çekilmediğinin araştırılmadığı, satış bedelinin dava dışı … …’ın hesabına girdi – çıktı yapılıp yapılmadığı hususunun irdelenmediği, öte yandan çekişmeli taşınmazların devredilmesine karşın zilyetliğinin devredilip devredilmediğinin tespit edilmediği, davalı … tarafından bildirilen tanık … …’in dinlenilmediği, ayrıca davalı … tarafından dayanılan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1994/645 E 1995/266 K sayılı dava dosyasının celp edilerek incelenmeden ve davalıların tüm delilleri toplanmadan sonuca gidildiği tespit edilmiştir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan eksiklikler giderildikten sonra davalı …’in savunmasının doğru olup olmadığı hususu üzerinde durulması, davalı … ile muris, davalı … ve dava dışı … arasında herhangi bir ilişkinin bulunup bulunmadığının saptanmaya çalışılması, deliller eksiksiz bir biçimde toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir iken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; mirasbırakanın oğlu davalı …’in muvazaalı işlemler silsilesinde yer aldığı ve dava kabul edildiğine göre vekalet ücreti ile yargılama giderlerinden diğer davalı ile birlikte sorumlu olacağı gözetilmeksizin sadece davalı …’in sorumlu tutulması da isabetsizdir.
Davacı ile davalılar …’in temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflar vekilleri için 1.480.00.’er-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.