Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/20582 E. 2014/19580 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20582
KARAR NO : 2014/19580
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, tazminat ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım, tazminat ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, tazminat ve ecrimisil isteklerinin ise kısmen kabulü ile 3000,00 TL tazminat ile 17.171,21 TL ecrimisilin tahsiline hükmedilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri, yıkım bedeli ve talep edilen ecrimisil ile tazminat miktarlarının toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davanın; hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat yönünden ise harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
Diğer taraftan, hükümle birlikte harcın alınmasına karar verilmiş olması da, değinilen koşulların yerine getirildiği sonucunu doğurmaz. Kaldı ki, mahkemenin nihai olarak ; 08.08.2014 tarihli ek- karar ile hüküm altına alınan 17.171,21 TL ecrimisil tutarı üzerinden karar ve ilam harcına karar verdiği görülmektedir.
Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Kabule göre de; davalı vekili 17.09.2013 tarihli oturumda taşınmazın 09.09.2013 tarihinde boşaltıldığını beyan etmesine karşın, mahkemece bu husus üzerinde durulmadan, diğer bir deyişle elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından davanın yargılama sırasında konusuz kalıp kalmadığı belirlenmeden anılan isteklerin esası bakımından karar verilmiş olması doğru değildir.
Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.