Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/20016 E. 2015/5214 K. 09.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/20016
KARAR NO : 2015/5214
KARAR TARİHİ : 09.04.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2014
NUMARASI : 2010/574-2014/95

Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki payının vekalet görevi kötüye kullanılmak suretiyle davalı Abdullah tarafından diğer davalılara temlik edilmesi nedeniyle açtığı tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiğini, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ederek taşınmazdan yararlanmasına engel olduklarını ileri sürerek 2005 yılından dava tarihine kadar toplam 109.000,00.-TL ecrimisile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında talebini 374.444,66-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın ince işlerinin davalı Abdullah tarafından yapıldığını, bu masrafların belirlenerek istenilen ecrimisil bedelinden mahsup edilmesi gerektiğini, ayrıca aralarındaki ortaklık nedeniyle davacının davalı Abdullah’ı 300.000,00-TL zarara uğrattığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, üzerinde bodrum+ asma katlı zemin+6 normal katlı bina bulunan çekişme konusu .. ada .. parsel sayılı taşınmaz müştereken davacı ve davalı Abdullah adına kayıtlı iken davacıya ait 1/2 payın davalı Abdullah tarafından davacıya vekaleten 8.8.2003 tarihinde davalı Orhan’a, 18.12.2003 tarihinde ise davalı Hüseyin’e satış yolu ile devredildiği, davacının davalılar aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasının (Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2.12.2009 tarih, 2006/340 E-2009/535 K sayılı kararı ile) kabul edilerek kararın 25.5.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Sözü edilen süreçte davacının taşınmazdan yararlanamadığı saptanarak mahkemece, 22.9.2005-22.9.2010 tarihleri arasındaki dönem için son bilirkişi raporunda tespit edilen miktarlar üzerinden ecrimisile hükmedilmesi kural olarak doğrudur. Tarafların aşağıda belirtilen bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil, kötüniyetli zilyedin geri vermekle yükümlü olduğu bir şeyi haksız olarak alıkoyması nedeniyle hak sahibine ödemek zorunda kaldığı bir tür haksız fiil tazminatıdır. Eylem kimin tarafından yapılırsa, davanın ona yöneltilerek açılması ve sonucundan onun sorumlu tutulması asıldır.
Somut olayda, her ne kadar kesinleşen mahkeme kararı ile temliklerin kötü niyetle yapıldığı saptanmış ise de, her üç davalının ecrimisilden sorumlu tutulabilmeleri için davalıların şeklen kayıt maliki olmalarından ziyade taşınmazdan tasarruf edip etmediklerinin tespit edilmesi gereklidir. Oysa mahkemece, davalılar Orhan ve Hüseyin’in taşınmazı kullanıp kullanmadıkları belirlenmiş değildir.
Ayrıca, ecrimisil davalarında talep olması halinde, bilirkişi tarafından her yıl için saptanan ecrimisil miktarına tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından (her yıl için 31 Aralık tarihinden) itibaren yasal oranda faize hükmedilmesi gerekir. Oysa mahkemece, alacağa birer ay ara ile faiz işletilmesi de isabetsizdir.
Öte yandan, hükümde 2009 yılı için kabul edilen ecrimisil miktarının belirtilmemesi ve toplam ecrimisil bedelinin tayininde hesap hataları yapılması doğru olmadığı gibi, dava dilekçesinde 2005 yılı için toplam 40.000,00-TL istemiş olmasına rağmen talep aşılmak suretiyle 2005 yılı için 42.000,00-TL ecrimisile hükmedilmesi de doğru değildir.
Hâl böyle olunca, ecrimisil istenilen dönemde davalılar Orhan ve Hüseyin’in dava konusu taşınmazı tasarruf ettiklerinin tespiti halinde ecrimisilden sorumlu tutulmaları, aksi halde bu davalılar bakımından davanın reddedilmesi; 22.9.2005-22.9.2010 tarihleri arasındaki dönem için tespit edilen ecrimisil miktarına ilişkin hesap hatalarının giderilmesi, gerekirse bu konuda bilirkişiden ek rapor alınması, varılacak sonuç çerçevesinde yukarıda değinilen eksiklikler de dikkate alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Kabule göre de, davanın konusunun para olması nedeniyle reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir.
Tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.