YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19239
KARAR NO : 2015/4674
KARAR TARİHİ : 02.04.2015
MAHKEMESİ : SERİK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2014
NUMARASI : 2012/56-2014/61
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden paydaşı olduğu ‘tarla’ vasfındaki .. parsel sayılı taşınmazda payından az yer kullandığını, hakkı olan 32.994 m² alanın davalılar tarafından tasarruf edildiğini, 23.7.2007 tarihinde ihtarname keşide ettiğini ve önceki dönemlerle ilgili olarak açtığı ecrimisil davalarının derecattan geçerek kesinleştiğini ileri sürerek 13.10.2011 tarihinden 29.1.2012 tarihine kadar 2.040,11-TL ecrimisile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında talebini 3.982,00-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalılar, çekişmeli taşınmazda davacının da yer kullandığını, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın açtığı ecrimisil davasının dinlenemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kesinleşen mahkeme kararları ve mahallinde yapılan keşifte saptandığı üzere davalıların 34.327,13 m² alandaki kullanımlarının haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Çekişme konusu 1108 parsel sayılı taşınmazın davacı, bir kısım davalılar ve dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davalılar Cemali, İzzet, Rıza, Recep ve Mehmet Ali’nin davalı M.’in G.’in çocukları oldukları ve taşınmazda belirli bir bölümü birlikte kullandıkları sabittir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay’ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda somut olaya bakıldığında, bir çok paydaşı olan çekişmeli taşınmazın davanın tarafları ile, dava dışı Ahmet ve Habibe Girgin tarafından kullanıldığı, tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşmadığı görülmektedir.
Bu durumda, uyuşmazlık paylı mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Davacının da 1108 parsel sayılı taşınmazda çekişmesiz olarak kullandığı bir bölüm bulunduğuna göre ihtilafın ortaklığın giderilmesi davasında çözümlenebileceği, payından az yer kullanıldığı iddiasıyla açılan davanın dinlenmesine olanak bulunmadığı açıktır.
Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.04.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
-KARŞI OY-
Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Taşınmaz taraflar arasında paylı mülkiyet konusu olduğuna ve bir bölümü davacı tarafından çekişmesiz olarak kullanıldığına göre, ihtilafın ortaklığın giderilmesi yolu ile çözülmesi ve açılan ecrimisil davasının reddi gerektiğine dair çoğunluk görüşü kural olarak doğrudur.
Ancak dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davacı, davalı ile paydaş oldukları, .. parsel sayılı taşınmazda davalıların paylarından fazla yer kullandıklarından bahisle kendilerini men ettiğini ve ecrimisil isteğini bildirdiği, ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiği, davacı tarafından Serik 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne 08.02.2008 tarihinde davalılara karşı ecrimisil davası açıldığı, Mahkemece 17.11.2008 tarihli ve 2008/87-576 sayılı kararı ile ecrimisil talebinin kabulüne karar verildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, aynı Mahkemeye yine davacının davalılara karşı 02.12.2008 tarihinde açtığı ecrimisil davasının da 15.03.2010 tarihli ve 2008/650 – 2010/138 sayılı kararla kabul edildiği görülmektedir.
Davacının daha önce davalılara karşı açtığı ecrimisil davası kabul edildiğine ve karar kesinleştiğine göre, sonradan açılan bu davada da ecrimisile karar verilmesi gerekir.
Bu nedenle, Mahkemece verilen ecrimisil talebinin kabulüne ilişkin kararın esas yönünden incelenmesi gerektiği görüşünde olduğumdan, davanın reddi gerektiğinden bahisle bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 02.04.2015