Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/19114 E. 2017/2123 K. 25.04.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/19114
KARAR NO : 2017/2123
KARAR TARİHİ : 25.04.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davalıların davacı taşınmazına haksız olarak müdahalele ettikleri gerekçesiyle el atmanın önlenmesine, yıkıma ve kısmen ecrimisile karar verilmesine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.04.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi, diğer temyiz edenler vekili Avukat … geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 718 parsel sayılı taşınmazına davalıların sera, ev ve ahır yaparak haksız biçimde müdahale ettiklerini ileri sürmüş; el atmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, iyiniyetli olduklarını, bölgede pafta kayması bulunduğunu belirterek davanın reddini, aksi takdirde temliken tescile karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların davacı taşınmazına haksız olarak müdahalele ettikleri gerekçesiyle el atmanın önlenmesine, yıkıma ve kısmen ecrimisile karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının 718(yeni 28) nolu taşınmazın 03.08.1999 tarihinde satış suretiyle malik olduğu; davalılar …’nin komşu 1309(yeni 30) nolu parselde ise 17.07.1998 tarihinde satış suretiyle 1/3’er oranında paydaş bulundukları; davalı …’in ise kayıt maliki olmayıp, dava dışı abisi …adına 17.07.1998 tarihinde ifraz suretiyle kayıtlı olan komşu 1308(yeni 29) nolu parselde yer kullandığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan; davalılara ait ev ve seraların davacı taşınmazına taştığı; taşınmazların yer aldığı bölgede yargılama sırasında yapılan yenileme kadastro çalışması sonucunda davalıların taşkın kullanım miktarlarının daha da arttığı keşfen saptanmıştır.
Yukarıda değinilen olgular birlikte değerlendirildiğinde, davalıların davacıya ait parsele taşan kullanımlarının hukuken haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı; yapı sahibine kişisel hak sağlayan temliken tescil isteğinin de ancak yapı yapıldığı andaki malike karşı ileri sürülebileceği, dolayısıyla çap satın alan konumundaki davacının satın almasından önce yapılan taşkın yapılar için kendisine karşı temliken tescil isteğinde bulunulamayacağı, çap satın aldıktan sonra yapılan taşkın yapılar için de yapı sahibi bakımından iyiniyet şartının gerçekleşmeyeceği benimsenerek el atmanın önlenmesine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, davalı …’e ait taşkın ev ve seranın dava dışı abisi … adına kayıtlı 1308(yeni 29) nolu parsele yapılması ve davada yıkım isteğinde de bulunulması karşısında, mütemmim cüz kuralı gereği 1308(yeni 29) parsel maliki Mehmet’in de davada yer alması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
Bunun yanında, dava tarihi itibariyle geçerli çap durumuna göre mevcut olan müdahale esas alınıp ecrimisile hükmedilmesi yerine, dava açıldıktan sonra gerçekleşen ve tecavüz miktarlarını arttıran yenileme durumuna göre belirlenen ecrimisile hükmedilerek dava tarihinden sonraki dönemin ecrimisil kapsamına alınması ve ıslah dilekçesi ile faiz de istendiği halde, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir.
Öte yandan, her bir davalının kullandığı yer ayrı olup, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu gözetilerek her bir davalı için ayrı ayrı harç, yargılama masrafı ve vekalet ücretine hükmedilmek gerekirken, tüm davalılardan müştereken-müteselsilen tahsiline karar verilmesinde de isabet yoktur.
Tarafların açıklanan hususlara yönelik temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK’nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan gelen davalılar vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.