Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/18911 E. 2017/4400 K. 19.09.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18911
KARAR NO : 2017/4400
KARAR TARİHİ : 19.09.2017

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.09.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan … … … ve vekili … … … ile temyiz edilen vekili Avukat … geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı … gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, paydaşı bulunduğu 69 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki yapıya davalılar tarafından haklı bir neden olmaksızın müdahale edildiğini ileri sürerek el atmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, taşınmazda Şirketin bir kullanımı bulunmadığını, kullanılan kısımların da dava dışı paydaş … … …’ndan kiralandığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davaya konu taşınmazın keşfen saptanan bölümlerine davalıların hukuken geçerli bir nedene dayanmaksızın müdahalede bulundukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı … dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, elbirliği halinde mülkiyette geçerli bir kira ilişkisinin varlığının kabul edilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 702 vd. maddeleri uyarınca tüm paydaşların sözleşmeye katılımı zorunludur. Paylı mülkiyette ise, TMK’nın 691. maddesi önemli idari tasarrufların hüküm ifade edebilmesini pay ve paydaş çoğunluğu ile gerçekleştirilmiş olması koşuluna bağlamıştır. 6.5.1955 tarihli 12/18 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının ilk bendinde ifade edildiği üzere, müşterek mülkün kiraya verilmesi önemli idari tasarruflardandır. Değinilen yasal düzenleme ve yargısal uygulamaya göre pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmelerine geçerlilik tanıma olanağı yoktur.
Gerçekten de, davaya konu 69 ada 14 parsel (136,88 m2. bahçeli ahşap ev) sayılı taşınmazın kısmen paylı kısmen de elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğu; davacı … ile birlikte taşınmazda bir çok paydaşın olduğu; davalıların ise taşınmazda kayda dayalı bir hakları olmadığı, davalılardan … ve … … dava dışı paydaş … … … ile akteddikleri kira sözleşmesinin de pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmadığından geçerli kabul edilemeyeceği, buna rağmen davalılar …, … ve …’ın taşınmazın çekişmeli bölümlerini kullandıkları anlaşıldığına göre, adı geçen davalılar hakkındaki davanın kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne var ki, davalılardan … ile … …stil A.Ş.’nin taşınmaza müdahale ettikleri yönünde hükme yeterli bir delil bulunmadığı halde, anılan davalılar hakkındaki davanın da kabul edilmesi isabetsizdir.
Davalıların bu hususa değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.