Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/17872 E. 2016/10299 K. 14.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17872
KARAR NO : 2016/10299
KARAR TARİHİ : 14.11.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, yolsuz tescil, gabin, hile ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları …’ın maliki olduğu 137 ada 13, 258 ada 13, 226 ada 4, 181 ada 2 parsel sayılı taşınmazların, mirasbırakanın cahil, yaşlı, okuma yazma bilmemesi, bilinçsiz bir insan olmasından faydalanılarak davalı tarafından kandırılıp tapuda devrinin sağlandığını, okuma yazması olmayan mirasbırakanın işlemler sırasında ismini yazmasının imza olarak kabul edilemeyeceğini, bu nedenle tapudaki devir işlemlerinin geçersiz olduğunu, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/16 E. sayılı dosyada tanık olarak dinlenen davalının beyanının ikrar olarak değerlendirilmesi gerektiğini, mirasbırakanın …’ndan kullandığı kredi için tesis edilen ipotek aktinin de okuma yazma bilmediğinin delili olduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapunun iptali ile miras payları oranında tescilini talep etmiş cevaba cevap dilekçesinde ise, davalıya yapılan temlik işleminin aldatma,resmi işlemde şekli geçersizlik, gabin ve mal kaçırma amaçlı, muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını, çekişmeli taşınmazları bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan işlemin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, muris…’ın bizzat katıldığı, ismi yazılı kısma ” okudum-…” yazılarak düzenlenen 29/06/2010 tarih ve 6255 yevmiye numaralı resmi senetle, 137 ada 13, 258 ada 13, 226 ada 4, 181 ada 2 parsel sayılı taşınmazları davalı …’a sattığı anlaşılmaktadır.
Davacının dava dilekçesinde, yolsuz tescil ve hile hukuksal nedenlerine dayandığı, 17/02/2012 tarihli cevaba cevap dilekçesi ile istemlerine gabin ve muris muvazaası hukuksal nedenlerini de eklediği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/1. maddesinde; “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yukarıdaki yasal düzenleme karşısında davacının cevaba cevap dileçesiyle, muris muvazaası ve gabin hukuksal nedenlerini ileri sürerek iddiasını genişletmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Davalı, ilk derece mahkemesinin muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne ilişkin kararını muris muvazaası yönüyle temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide “muris muvazaası” olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706, Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; mahkemece anılan ilkeler doğrultusunda hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, öncelikle muris …’ın terekesinin ve başkaca mal varlığının olup olmadığının araştırılması, yukarıda belirtilen ilkeler ve somut olgular gözetilerek, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirildikten sonra murisin gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların, temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açılanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,14.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.