YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1713
KARAR NO : 2015/29
KARAR TARİHİ : 12.01.2015
MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ………….’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, çekişme konusu 639 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik hanesinin açık bulunması sebebiyle kayyım olarak atandığını, taşınmazın davalı tarafından yapılaşmak suretiyle kullanıldığını ileri sürerek ecrimisil istekli eldeki davayı açmıştır.
Davalı, tapu tahsis belgesine dayalı olarak taşınmazı kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının işgalinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı Kayyımın, haksız işgal nedeniyle eldeki davayı açtığı, ancak harç yatırmadığı anlaşılmaktadır.
Ne var ki, somut olayda Kayyım, Hazineyi temsilen hareket etmemekte, kayyımlık görevi gereği gaip kişinin taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumak için tasarrufta bulunmakta olup; harçtan muaf olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.
Hemen belirtilmelidir ki, harca tabi nitelik taşıyan bir davanın açıldığının kabul edilebilmesi için başvurma harcı ve peşin harcın alınması gerekeceği, harç ikmali sağlanmaksızın davanın devamına ve yargılamanın sürdürülmesine 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. madde hükümleri uyarınca olanak bulunmadığı; bunun yanında, anılan hususunun kamu düzeni ile ilgili olduğu ve resen gözetileceği kuşkusuzdur.
Diğer taraftan, hükümle birlikte karar ve ilam harcının davalıdan alınmasına karar verilmiş olması da, değinilen koşulların yerine getirildiği sonucunu doğurmaz.
Hâl böyle olunca, dava açılırken yatırılması gereken harcın davacı Kayyımdan tahsil edilmesi, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi yerine, işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.