Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/1707 E. 2015/4845 K. 06.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1707
KARAR NO : 2015/4845
KARAR TARİHİ : 06.04.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2010/725-2013/340

Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından yapılaşmak suretiyle işgal edildiğini, Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/669 Esas ve 1999/788 Karar sayılı dosyasında davalı aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek, dava tarihinden önceki 5 yıllık dönem için ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, taşınmaz üzerindeki binayı 1976 yılında üçüncü kişiden satın aldığını, ayrıca Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen yıkım kararının infazı sırasında taşınmazın satışı konusunda davacı ile anlaştıklarını ancak daha sonra davacıya ödediği bedelin iadesi için dava açtığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalının işgalinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 26 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle kayden davacıya ait olduğu, taşınmazda davalının tasarrufunda olan iki adet yapı ve müştemilatının bulunduğu, davacının Kartal 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/669 esas sayılı dosyasında davalı aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi istekli davanın kabul edildiği ve kararın derecattan geçerek kesinleştiği, Kartal 3. İcra Müdürlüğü’nün 2001/408 esas sayılı dosyasında 24.04.2002 tarihinde görevlilerce taşınmazdaki yapıların yıkımı için gidildiğinde; davacı Z.. Y.. vekilinin taşınmazın davalıya satışının yapıldığını, bedelin bir kısmının peşin olarak alındığını ve bir kısmının senede bağlandığını, yıkım isteğinden vazgeçtiklerini beyan ettiği ve bu şekilde yıkım işleminin yapılmadığı, akabinde davalı A.. S..’ın davacı Zeki aleyhine Kartal 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/490 esas sayılı dosyasında taşınmaz için davacı Zeki’ye yaptığı ödemelere ilişkin alacak davası açtığı, yapılan yargılama sonunda 13.106,00 TL üzerinden davanın kabul edildiği, kararın derecattan geçmek suretiyle 18.12.2014 tarihinde kesinleştiği, taşınmazdaki yapıların 18.01.2011 tarihinde icra kanalıyla yıkımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; tapuda kayıtlı olan bir taşınmazın Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 237. ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddeleri hükmü uyarınca, resmi olarak yapılmayan satışına değer verilemez. Ne var ki, haricen satın alma olgusu satın alan bakımından TMK’nın 994. maddesi ve 10.07.1940 tarihli 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelden kaynaklanan kişisel hak sağlar. Bu durum da, bedel ödenmedikçe taşınmazı haricen satın alanın taşınmazdan tahliye edilmesi istenemez. Başka bir ifade ile değinilen kişisel hakkın kural olarak satın alan yararına taşınmazı kullanma bakımından hapis hakkı sağlayacağı kuşkusuzdur.
Öte yandan, ecrimisil kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu bir nevi haksız işgal tazminatıdır.
Somut olaya bu ilkeler uyarınca bakıldığında; davalının taşınmazı harici (tapu dışı) satın alma nedeniyle kullandığı, dolayısıyla kötüniyetli olmadığı, ancak davalının harici satış bedeli olarak davacıya ödediği bedeli isteyebileceği, dava tarihi itibariyle harici satış bedeli davalıya ödenmediğinden ecrimisil koşullarının oluşmadığı açıktır.
Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.