YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16521
KARAR NO : 2015/10781
KARAR TARİHİ : 16.09.2015
MAHKEMESİ : RİZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2014
NUMARASI : 2014/14-2014/333
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ………….. ‘nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanın maliki olduğu 6 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek veraset ilamına göre tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacı tarafın kesin süre içinde dava şartını yerine getirmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mahkemece, terekeye iade istekli açılan dava nedeniyle dava dışı mirasçıların davaya muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci atanması için davacı tarafa iki aylık kesin süre verildiği, ancak kesin süre geçtikten sonra Rize Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; “ön inceleme” safhası 6100 sayılı HMK’da 137 ilâ 142. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, bu aşamada yapılacak işlemler sırasıyla dava şartlarının ve ilk itirazların incelenmesi, çekişmedeki uyuşmazlık noktalarının tespiti, hazırlık işlemleri, delillerin sunulması ve toplanması için gerekli işlemlerin yapılması, sulhe teşvik ve son merhale olarakta bütün bu hususların 137. md. gereğince tutanağa geçirilmesidir. Hemen belirtilmelidir ki, aynı hükmün 2.fıkrası gereğince ön inceleme safhası tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği hükme bağlandıktan sonra 138.maddesi ile de ön inceleme sırasında mahkemece öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceğini, gerektiği taktirde karar vermeden önce bu konuda tarafları ön inceleme duruşması açıp dinleyebileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, hakim ön inceleme safhasında 6100 sayılı HMK’nun 114.maddesinde sayılan dava şartları ile 116.maddesinde belirtilen ilk itirazlar hakkında asıl olanın dosya üzerinden karar verilmesi olduğu halde gerek görülmesi halinde yani istisnai olarak ön inceleme duruşması açılacağı (Md.138), 140.Md. hükmünde ise tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespitinden sonra hakimin tarafları sulhe teşvik etmesi gerektiği ve sonuç alınacağı kanaatinin hasıl olması halinde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma gününün tayin edilmesi icap ettiği ön görülmüştür.
Öte yandan; 6100 sayılı HMK’nin 141. maddesi hükmü uyarınca taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir.
Somut olaya gelince; kesin süreye rağmen dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile evrak üzerinden davanın reddine karar verilmiş; anılan karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Bu durumda; 6100 sayılı HMK’nun 141. maddesi uyarınca davacı tarafın ön inceleme aşamasında talebini kendi miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteği olarak değiştirebileceği gibi, bu konuda tarafların sulh olmaları da olasıdır. Buna göre tarafların sulh olup olamayacaklarının tespiti ve tarafları sulhe teşvik etmek ön inceleme aşamasının bir gereği olduğu için ancak duruşma günü belirlenmesiyle mümkün olabilecektir.
Oysa, mahkemece duruşma açılmaksızın evrak üzerinden verilen kararla dava sonuçlandırılmıştır. Böyle bir uygulamanın ön inceleme için öngörülen 6100 sayılı Yasanın 137 ilâ 142 maddelerinde düzenlenen hükümlerine uygun düşmeyeceği tartışmasızdır.
Diğer taraftan, usul hükümleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan ve re’sen gözetilmesi gerektiğinden, davacı tarafın temyizinde anılan hususlara değinmemiş olması neticeye etkili değildir.
Hal böyle olunca davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.