Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/1645 E. 2014/5881 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1645
KARAR NO : 2014/5881
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : KOZAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/03/2013
NUMARASI : 2012/270-2013/147

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı; kayden miras bırakanı H. E.”e ait olan 1152 parsel sayılı taşınmazı davalının ekip biçmek suretiyle kullandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur..
Davalı, çekişmeli taşınmazı ve çevresinde bulunan kadastro dışı yerleri 25.06.1997 tarihinde davacının babası H. E.’den 70.000TL bedelle adi yazılı belge ile satın aldığını, satış bedeli ödenene kadar taşınmazdan yararlanma hakkının bulunduğunu ve ecrimisil ödemekle yükümlü olmadığını, davacının el birliği halinde malik olduğundan tek başına dava açamayacağını, Kozan Kaymakamlığınca davacının çekişmeli taşınmaza müdahalesinin menine karar verildiğini, anılan kararın iptali istekli davanın İdare Mahkemesince reddedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının miras bırakanı H. E.’in çekişmeli yeri adi yazılı belge ile davalıya sattığı ancak tapulu taşınmazların haricen satışının geçersiz olduğu, davalının taşınmazı H. E. ile yapılan satış sözleşmesine istinaden kullandığından kötüniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 1152 parsel sayılı 24.900m2 yüzölçümlü tarla cinsli taşınmazın 3/16 payının davacının miras bırakanı(babası) H. E. adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, mirasçılarına intikal yapılmadığı, H. E. ile davalı arasında 25.06.2005 tarihinde “gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi” başlığını taşıyan belge düzenlendiği, davalının harici satışa dayalı olarak taşınmazı tasarruf ettiği, taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, davalının 18.01.2013 havale tarihli dilekçeyle hapis hakkı isteğinde bulunduğu, H. E.’in 01.03.2011 tarihinde öldüğü, mirasçılarının davaya dahil edildikleri anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, Türk Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 (Türk Borçlar Kanunu 237) ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi ve Noterlik Kanunun 60. maddesi hükümleri uyarınca tapuda kayıtlı olan taşınmazların resmi şekilde yapılmayan satışlarına hukukça değer tanınamaz ve mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmez. Bu husus, kamu düzeniyle ilgilidir ve re’sen gözetilir.
Ne varki, harici satış Türk Medeni Kanununun 994. maddesi hükmü uyarınca harici satış bedelinden kaynaklanan hapis hakkı niteliğinde kişisel hak bahşeder. YİBBGK 10.07.1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca haricen taşınmazı temlik eden kişi aldığı satış bedelini karşı tarafa ödemedikçe haricen satın alan kişinin taşınmazı terk etmesini isteyemez. Satış bedeli kendisine ödenmeyen taraf temerrüde düşmüş sayılamayacağından, para geri verilinceye kadar yararlandığı ürünler bedelini tazmin ve ecrimisil ödemekle sorumlu tutulamaz. Davalı haricen satın ve zilyetliğini devraldığı taşınmazı ileride kendisine devredileceği inancıyla ve iyi niyete dayalı olarak kullanmaktadır.
Çekişmeli taşınmazın, paydaşlardan H. E. ile davalı arasındaki geçersiz harici satış sözleşmesine konu edildiği, davalının bu nedenle kendisine teslim edilen yerde uzun süredir haricen satın alan sıfatıyla ve diğer ortakların muvafakatına dayalı olarak tasarrufta bulunduğu, davalının kötü niyetinden söz edilemiyeceği gibi, 10.07.1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca alıcı, ödediği bedel geri verilinceye kadar ürün bedeli ve ecrimisil ödemekle yükümlü bulunmadığından, henüz bedel de ödenmediği saptandığından ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine .
Davalının temyiz itirazlarına gelince; H. E. ile davalı arasında 25.06.2005 tarihinde düzenlenen “gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi” başlığını taşıyan belge uyarınca davacı ve dahili davacıların satış bedelinden kaynaklanan bir borcu varsa bunun saptanması suretiyle belirlenecek değer üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.