YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16018
KARAR NO : 2016/3800
KARAR TARİHİ : 30.03.2016
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin hapis hakkı tanınmak suretiyle kabulüne; ecrimisil isteğinin ise reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi …’ün raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, kayden maliki olduğu 94 ada 2 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 2 dönümlük bölümüne davalının 2007 yılından beri müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve belirlenecek (ıslah ile birlikte 2007 ila 2013 yılları için hesaplanan bilirkişi raporuna atfen toplam 4.992,00 TL) ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının bayii olan … ile 1981 yılında yaptıkları harici sözleşmeye göre çekişmeli taşınmazın tahminen 1 dönümlük kısmının kendisine, paydaşı olduğu 93 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tahminen 1 dönümlük kısmının ise …’e verilecek şekilde takas edildiğini, bunun üzerine çekişmeli taşınmazı malik sıfatıyla kullandığını belirtip davanın reddini savunmuş; aksi halde muhtesat bedelinin ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, davacıya ait taşınmazın 1.370.80m²’lik bölümüne davalının müdahalesinin keşfen saptandığı ancak davalının iyiniyetli olduğu gerekçesi ile hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine; ecrimisil isteğinin ise davalının iyiniyetli olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmiş; hüküm salt hapis hakkı tanınmasına (muhtesat bedelinin ödenmesine) ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5.080,00 m2 yüzölçümlü tarla vasfındaki 94 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkınının bulunmadığı, fenni bilirkişi raporuna göre davalının taşınmazın 1.370,80 m2’lik bölümünü kullandığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; davalının savunmasına esas teşkil eden davacının bayii ile yaptığını belirttiği trampa sözleşmesinin davacıyı bağlamayacağı açıktır. Bir başka ifadeyle trampa sözleşmesinden kaynaklanan davalı ile davacının bayii arasındaki iç sorun (varsa davalının kişisel hakkı), kayıt maliki davacının mülkiyet hakkına etkili olmayacağı açıktır.
Hâl böyle olunca; 4721 sayılı TMK. nun 683. maddesinden kaynaklanan davacının mülkiyet hakkına değer verilerek mutlak olarak davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hapis hakkı tanımak suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.