Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/15824 E. 2016/10355 K. 15.11.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15824
KARAR NO : 2016/10355
KARAR TARİHİ : 15.11.2016

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu 38804 ada 21 parsel sayılı taşınmazdaki 3/4 miras payının hiçbir borcu bulunmadığı halde, dava dışı üvey babası … ile işbirliği içinde hareket eden davalı tarafından yapılan icra takibi sonucunda cebri icra yoluyla davalı adına tescil edildiğini, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, davalıya borçlu olmadığının tespitine, … 17. İcra Müdürlüğü’nün 2007/5104 esas sayılı takibin iptaline ve çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ve payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, çekişmeli taşınmazı dava dışı …’den 60.000,00 TL ödemek suretiyle haricen satın aldığını,….’in, davalının payını da vekaleten sattığını beyan etmesine rağmen tapuda devir yapılmaması üzerinde satış bedeli için davacı ve dava dışı …. aleyhine başlattığı icra takibinin kesinleşmesi neticesinde çekişmeli taşınmazı cebri icra yoluyla satın aldığını, davacının yapılan işlemlerden haberdar olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin karar, Dairece; ‘’ Dosyada, mevcut …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/227 esas, 1999/205 karar sayılı veraset ilamına göre, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının, miras bırakan … mirasçısı olup, bu durumda, yolsuz tescil iddiası ile açılan davada davacının mirasçılıktan kaynaklanan mülkiyet hakkının tanınması sonucunu doğuracak şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, hüküm tarihinden sonra dava dışı …. tarafından davacı aleyhine, davacının miras bırakan …’un mirasçısı olmadığı iddiasıyla hasımlı olarak yukarıda sözü edilen verasetin iptali isteği ile açtığı davanın halen derdest olduğu ve … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/661 esasında kayıtlı bulunduğu görülmektedir. O halde, açılan verasetin iptali davası sonucunun eldeki davada davacının miras hakkına dayalı mülkiyet hakkının bulunup bulunmadığı yönünden belirleyici olacağından, verasetin iptali davası sonucu verilecek kararın eldeki davanın sonucunun etkileyeceği tartışmasızdır. Hal böyle olunca, …. 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/661 esasında kayıtlı verasetin iptali davasının sonucunun eldeki dava bakımından bekletici mesele yapılması, o davanın sonucuna göre, bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde verasetin iptali davasının reddedilerek kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.11.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat … geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.034.41.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.