Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/14291 E. 2015/471 K. 15.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14291
KARAR NO : 2015/471
KARAR TARİHİ : 15.01.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/436-2013/93
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 859 ada 4 parsel sayılı taşınmazın paydaşları olan ………..’nun gaip olmaları nedeniyle Üsküdar 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.10.2008 tarih, 2008/492 esas sayılı ilamı ile kayyım atandığını, kayyım idaresi memurlarınca taşınmazı davalının fidan üretim ve satış yeri olarak kullanmak suretiyle işgal ettiğinin belirlendiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine, yıkıma ve 71.150,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ise, taşınmazın davalı tarafından boşaltıldığını bildirmiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı dava ihbar olunan ………..’den kiralamak suretiyle kullandığını, kira bedellerini anılan kişiye ödediğini, istenen ecrimisilin fahiş olup zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, 3. Hukuk Dairesince; “ önemle vurgulamakta yarar vardır ki, mahkeme kararıyla kayyım olarak atanan ve gaip kişiler adına yaptığı bu iş ve işlemler nedeniyle, 3561 Sayılı Kanun kapsamında bir yönetim kayyımı olan Defterdar; burada hazineyi temsilen hareket etmemekte; aksine kayyımlık görevi gereği gaip kişilerin anılan taşınmazdaki hak ve menfaatlerini korumak için işlem yapmaktadır. Hazine avukatının vekil tayin etmiş olması da hazine adına hareket ettiğini kabul için yeterli değildir. Öte yandan, Defterdarın taşıdığı kayyımlık sıfatı ile açtığı eldeki dava yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu kapsamında harçtan muafiyeti olmadığı gibi, işlemi de harçtan müstesna kılınmamıştır. Diğer taraftan, İstanbul Defterdarının kayyım olarak atanmasına dayanak teşkil eden 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2/son maddesinde de “Kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır.” hükmüne yer verilmiş ise de burada yargı harçlarından bağışıklığa ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır(HGK. nun 12.10.2011 gün ve 2011/3–629 E. 2011/613 K. sayılı ilamı). 492 sayılı Harçlar Kanunun “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32.maddesinde ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir. Yukarıda belirtilen madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler göz ardı edilerek, dava açılırken usulünce yatırılmış yargı harcı olmadan yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Buna göre mahkemece yapılacak iş; davacı kayyıma anılan yargı harçlarını ödemesi konusunda usulünce önel verilerek, sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ……….’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacı ve davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.283,00 .-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.