Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/11121 E. 2015/13884 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11121
KARAR NO : 2015/13884
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

MAHKEMESİ : KAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2013
NUMARASI : 2009/413-2013/594

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi……’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Davacılar, paydaşı oldukları … ve 1075 parsel sayılı taşınmazlara davalıların bina yapmak, tel örgü çekmek ve ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalılar, iddianın yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, müdahalenin keşfen saptandığı gerekçesiyle …. parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulüne, 1075 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kayden davacılara ait … parsel sayılı taşınmazın birer bölümünün davalılar tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanıldığı saptanarak davanın kabul edilmesi kural olarak doğrudur.
Ancak, elatma bir haksız eylem olup elatmanın önlenmesi davaları da haksız eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılır.
Somut olayda; 08.07.2013 tarihli bilirkişi raporunda A ile gösterilen kısmın davalı D.. K.. tarafından, B ile gösterilen kısmın M.. K.. ve ailesi tarafından, C ile gösterilen kısmın ise davalı H.. B.. tarafından kullanıldığı belirlendiği halde, hükümde bu konuda açıklık bulunmadığından infazda tereddüt doğacağı açıktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde hükmün kapsamının hangi hususları içereceği düzenlenmiş olup, maddenin 1-c) fıkrasında “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri”, (ç) fıkrasında ise “Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini” içermesi gerektiği belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmüne yer verilmiştir.
Hâl böyle olunca; her bir davalının kullandığı bölüm belirtilmek suretiyle davanın kabul edilmesi ve her bir davalının kullandığı bölüm gözetilerek, bu kısma göre harç ve yargılama giderine hükmedilmesi (davacılar lehine hükmedilen 1.320,00 TL vekâlet ücretinin, hükmün davacılar tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle kazanılmış hak oluşturduğu da dikkate alınarak) gerekirken, değinilen hususlar gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.