Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2014/10948 E. 2015/11015 K. 29.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10948
KARAR NO : 2015/11015
KARAR TARİHİ : 29.09.2015

MAHKEMESİ : ERZURUM 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2014
NUMARASI : 2013/670-2014/109
Taraflar arasında görülen, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar, davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi ……….’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-
Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemine ilişkidir.
Mahkemece, davalıların haklı ve geçerli nedene dayanarak taşınmazı kullandıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 52 parsel davacılar adına, 53 parsel davalılar adına kayıtlı iken belediyece yapılan 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uygulaması sonucu 7218 ada 3 ve 4 parseller oluşturularak 28.07.2006 tarihinde tapuya tescil edildiği, 7218 ada 4 parselin davacılar adına, komşu parsel olan 7218 ada 3 parselin ise davalılar adına kayıtlandığı, davacıların 3 parselde bulunan davalılara ait binanın kendi parsellerine tecavüzlü olduğundan bahisle eldeki davayı açtıkları, yapılan keşif sonucu davalılara ait binanın davacıların parseline 44.48m2 tecavüzlü olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen 04/10/2012 tarihli karar Dairece; “…dava konusu taşınmazlara ilişkin imar öncesi durumu gösteren tüm kayıtların getirtilmesi ve imar uygulamasından önce davalı tarafın kayda dayalı bir hakkının bulunup bulunmadığının saptanması, bir hakkının olduğu belirlenir ise 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesi gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle bozulması üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya ilamına uyulmakla taraflar yararına kazanılmış hak doğacağı kuşkusuzdur. İmar öncesi çekişme konusu yapıların bulunduğu 53 parsel sayılı taşınmaz davalılar adına kayıtlı iken imarla 7218 ada 3 parsel olarak oluştuğu ve kadastral parselde bulunan yapıların imar uygulaması sonucunda davacılara ait 7218 ada 4 parsel sayılı (51, 52 kadastral parsel) sayılı taşınmaza 44,48 m2 tecavüzlü hale geldiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 3194 sayılı Yasanın 18/9. maddesi uyarınca imarla taşkın hale gelen yapıların bedelleri ilgili parsel sahibince yapı sahibi davalılara ödenmesi koşuluyla davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Taşkın kısmın yıkılması halinde kalan kısmın da yıkılıp yıkılmayacağı saptanmadan ve yıkılacak yapı bedeli belirlenip bu bedeli depo etmesi konusunda davacıya süre verilmeden yanlış değerlendirme ile karar verilmesi doğru değildir.
Hâl böyle olunca; binanın davacılara ait parsele tecavüzlü kısmının yıkılması halinde binanın tamamının zarar görüp görmeyeceği konusuna açıklık getirecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılması, binanın taşkın bölümünün yıkılması durumunda tamamı zarar görüyor ise tamamının bedeli yoksa yıkılan kısımların bedeli depo ettirilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, değinilen husus göz ardı edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı tarafın bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.