YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10685
KARAR NO : 2015/14907
KARAR TARİHİ : 22.12.2015
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2012/561-2014/143
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, miras bırakanları Memet’in kayden maliki olduğu 679 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 10 nolu bağımsız bölümünü davalı Basri’ye satış suretiyle temlik ettiğini, taşınmazın ondan da diğer davalıya devredildiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek murisin danışıklı işleminin iptali ya da paylarının karşılığı olan bedelin tahsilini talep etmişler, birleştirilen davalarında da aynı nedenlerle davalı Salim adına olan kaydın iptali ile miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, murisin kalp ameliyatı nedeni ile davalı Basri’den borç aldığını, ayrıca Basri’nin dava dışı mirasçı İsmail adına kayıtlı Toyota marka otomobili de murisin kullanımına tahsis ettiğini, satış bedelinden bu paraların mahsup edildiğini, murisin dava konusu bağımsız bölümü satarak Küçükçekmece’de bir daire aldığını, davalı Salim’in davalı Basri’den taşınmazı devralırken konut kredisi kullandığını, her iki davalının da alım gücünün olduğunu, devirlerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kabulüne ilişkin karar Dairece; “… davacı, miras bırakanın yapmış olduğu temliki işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali olmazsa tazminat isteği ile eldeki davayı açmıştır.Hemen belirtmek gerekirki; bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir … Hal böyle olunca, davacı tarafa tescil davası açması için olanak tanınması, açılması halinde eldeki dava ile birleştirilmesi ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, anılan kural gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir…” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı Salim vekili ve davalı Basri vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla;duruşma günü olarak saptanan 22.12.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ………………. vekili Avukat ………………… ile temyiz edilenler vekili Avukat …………………. geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davalı B.. Ö.. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi …………………. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı Salim vekili ve davalı Basri’nin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 4.465,68.-TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.