YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10652
KARAR NO : 2015/11084
KARAR TARİHİ : 29.09.2015
MAHKEMESİ : PAZARCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2011/820-2013/259
Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı olduğu dava konusu 866 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfında olduğunu, ziraat arazisi olarak yıllardan beri paydaşlar tarafından ekonomik amacına uygun olarak kullanıldığını, davalı şirketin kendi fabrikasına toprak ve çakıl götürmek amacıyla taşınmaz içerisinde yol açtığını, taşınmazın bir kısmının yol olarak kullanılmasının taşınmazın niteliğine aykırı olduğunu, paylı taşınmazdan pay devralan kişinin taşınmazı niteliğine uygun şekilde kullanmak zorunda olduğunu, davalı şirketin yol yapmak suretiyle yapmış olduğu haksız el atmasının önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, paydaşı olduğu taşınmazda dava konusu yolun çok uzun yıllardır var olduğunu sadece yolun ıslahının yapıldığını davacının taşınmazdan yararlanmasının engellenmediğini ve fiilen kullandığı alanının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi …………………….’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.40.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29.09.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif) (Muhalif)
-KARŞI OY-
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir.Mahkemece; davalı paydaş tarafından önceden var olan toprak yolun beş metre doğuya kaydırılarak asfaltlanıp beş yıldır yol olarak kullanıldığı, bu yer dışında taşınmazda kullandığı yer bulunmadığı, davacı paydaşın da payına karşılık çekişmesiz kullandığı bir kısım yer bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı, paylı mülkiyet üzere olan tarla niteliğindeki taşınmazı paydaşların ziraat arazisi olarak ekonomik amacına uygun yıllardır kullanılmakta iken davalı şirketin fabrikasına toprak ve çakıl taşımak için taşınmaz içerisinde yol açarak kullanmaya başladığını, açılan yolun taşınmazın niteliğine ve kullanım şekline aykırı olduğunu ileri sürerek davalının haksız elatmasının önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiştir.Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden; davada, davacının taşınmazda kullandığı yer bulunmadığı, diğer bir değişle yararlanmaktan engellendiği (intifadan men edildiği) nedenine değil, davalının açtığı ve kullandığı yolun taşınmazın vasfını ( niteliğini), özgülendiği amacı değiştirme sonucunu doğurduğu iddiasına dayalıdır. İleri sürülen bu iddianın araştırılmasında paydaşların taşınmazda kullandıkları yer bulunmasının sonuca etkili olmadığı açıktır.Somut olayda; çekişmeli 866 parsel sayılı taşınmazın 154.250.00 m2 miktarlı tarla niteliği ile tapuya kayıtlı olduğu, davacı ve davalı dışında başka paydaşlarının da bulunduğu, yapılan uygulama sonucu alınan teknik bilirkişi rapor ve krokisinde; dava konusu yolun 4.576.30 m2 yüzölçümünde ve taşınmazın ortasından geçirildiği, ziraat bilirkişisi raporunda; tarım arazisi niteliğinde olan taşınmazda bulunan yolun ulaşım amaçlı kullanılması durumunda oluşacak toz ve egzoz gazlarının bitki gelişimi, verim ve kaliteyi olumsuz yönde etkileyeceğinin belirtildiği, mahalli bilirkişinin de, 2008 yılında davalı şirketin çimento fabrikasına malzeme götürmek için yolu asfaltlayıp ulaşıma açtığı ve halen kullandığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 692. maddesi hükmü gereğince, paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça bütün paydaşların kabulüne bağlıdır.Bu durumda; paydaşlardan birinin TMK’nun 692/1 maddesi uyarınca taşınmazın niteliğini, kullanma tarzını ve özgülendiği amacı değiştirecek bir davranışta bulunabilmesi bütün paydaşlarının kabulüne ve oybirliğine bağlıdır. Değişikliğin bütün paydaşlarca kabul edilmemesi halinde mülkiyet hakkına haksız müdahale edildiğinin kabulü gerekir.Hâl böyle olunca; ziraat bilirkişisinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif yapılarak iddia doğrultusunda değerlendirme ve inceleme yapılması, davalının taşınmazın ortasından geçirdiği asfalt yolun TMK’nun 692. maddesi uyarınca taşınmazın vasfını, özgülendiği amacı değiştirip değiştirmediğinin tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Belirtilen bu nedenlerle; iddia doğrultusunda mahkemece inceleme ve değerlendirme yapılmadığı gibi davanın nitelemesinde de hataya düşüldüğünden kararın bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun mahkeme kararın onanması yönündeki görüşüne katılamıyoruz.