YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10251
KARAR NO : 2015/11381
KARAR TARİHİ : 06.10.2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2014
NUMARASI : 2012/382-2014/38
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ……………’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı, kayden malik olduğu 2498 ada 61 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3.nolu antrepoyu mahalli expo ihracatçı firmalarına kiraya verdiğini, kira sözleşmesi gereği kiracıların kiraladıkları yer kadar alanı , 6 nolu antrepoda depo olarak kullanabileceklerinin belirlendiğini, kiracılar tarafından kurulan davalı derneğin 6 nolu antreponun tamamını kullandığını, kiracıların depo olarak kullandıkları alan dışında kalan yerin kullanım hakkının davacıya ait olduğunun davalı dernakçe kabul edilmediği gibi, davacı kuruluş personelinin denetim ve tespit için girişine engel olduğunu ileri sürerek 6.nolu antrepoya davalı tarafından yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 3 nolu antrepoda faaliyet yürüten ve davacının kiracısı konumundaki üyelerinin hak ve çıkarlarını korumak, fuar alanının yönetilip düzeninin sağlanması amacı ile kurulduğunu, davacının işlevini sürdürebilmesi için bir temizlik odası ve asma katta bir ofisi bedelsiz olarak derneğin kullanımına verdiğini, verilen bu alan dışında bir kullanımın sözkonusu olmadığını, çekişme konusu 6 nolu antrepoda herhangi bir alanı kullanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafça delil tespitine dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davalarının açıldığı ve sonuçlandığı, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden, 2498 ada 61 parsel sayılı 22.392 m2 büyüklüğünde arsa niteliğindeki taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, Beyoğlu 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/76 D. İş sayılı dosyası ile 3 nolu antrepoda stand alanı, 6 nolu antropoda ise depo alanlarının bulunduğu, 6 nolu antrepoda kiracılar tarafından fazla kullanılan depo alanlarının tespit edildiği, tespit sonrası davacı tarafından kiracılara ecrimisil ödenmesi yönünde ihtarnameler gönderildiği, işgal veya haksız bir kullanımın sözkonusu olmadığından bahisle ödeme yapılmadığı, davacı tarafından kiracılardan Mehmet Gülgür aleyhine açılan Beyoğlu 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/255 E. 2009/922 K. Sayılı 28.12.2009 tarihli kararı ile 3 nolu antrepoya bağlı depo olarak kullanılan mahaldeki yere davalının elatmasının önlenmesine karar verildiği, kiracılardan ………… aleyhine açılan ……… 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/406 E. 2008/895 K. sayılı 01.12.2008 tarihli kararı ile fazla kullanılan alana ilişkin ecrimisil ödenmesine karar verildiği, kiracılardan ………………………. aleyhine açılan Beyoğlu 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/405 E. 2010/535 K. 18.8.2010 tarihli kararı ile ecrimisil ödenmesine karar verildiği, davalı dernekle davacı arasında herhangi bir sözleşme ilişkisinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve TMK 683. maddesinde düzenlendiği üzere; “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir”.
Somut olayda dava, 6 nolu antrepoda sözleşme gereği kiracıların kullanımına bırakılan alan dışındaki yerlerdeki malik davacı kuruluşun fiili hakimiyetinin davalı dernekçe engellendiği, davalı derneğin 6 nolu antreponun tümünü fiili olarak kullandığı iddiasına dayanmaktadır. Bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kuşkusuzdur.
Hâl böyle olunca, mahkemece davalı derneğin dava konusu yerde kullanımının olup olmadığının keşfen belirlenip, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.