Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2013/8461 E. 2013/10474 K. 24.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8461
KARAR NO : 2013/10474
KARAR TARİHİ : 24.06.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, felçli, yaşlı ve kullandığı ilaçların etkisi altında iradesi ile hareket edemediği, konuşmaları ve soruları dahi anlayamadığı bir dönemde davalı eşinin hileli davranışları ve baskısı sonucunda dava konusu 175 ada 22 ve 267 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarının iradesi dışında davalıya temlikinin sağlandığını, davalının da daha sonra evi terkettiğini ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, davacının kendi isteği ile taşınmazları devrettiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satış ve devir işlemlerinin davacının iradesi olmaksızın gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava, hile ve ikrah hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, temlik işleminin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı …’ın dava konusu 175 ada 22 ve 267 ada 1 parsel sayılı taşınmazları 29.12.2009 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiği, davacının, davalının üzerinde baskı kurup kendisini kandırarak dava konusu taşınmazları temellük ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı ancak yargılama sırasında 04.05.2011 tarihinde ölümü üzerine geride davalı ile evlatlığı olan…’ı mirasçı bıraktığı, Ali Akbaş’ın davaya dahil edildiği ve yargılamanın bu şekilde sürdürülerek sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazlara ilişkin temlik işleminin baskı ve hile ile gerçekleştirildiği saptanarak davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

Ne var ki, Medeni Kanunun 28. maddesi uyarınca şahsiyetin ölümle son bulduğu göz ardı edilerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile ölü kişi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi isabetsizdir. Ancak değinilen husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından hükmün I. Fıkrasından davacı adına tapuya kayıt ve tesciline ibaresinin çıkartılarak yerine, “davalı adına olan tapu kaydının iptali ile…” ifadesinden sonra gelmek üzere “davacı …’a ait … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/514 E., 2011/558 K., sayılı veraset ilamı uyarınca dava konusu taşınmazların 3/4 payının… adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan payların davalı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K.’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 436/2. (6100 sayılı HMK’nun 370/2. md.) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.