Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2013/5928 E. 2013/10179 K. 18.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5928
KARAR NO : 2013/10179
KARAR TARİHİ : 18.06.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan babalarının maliki olduğu 80, 384, 805 ve 263 parsel sayılı taşınmazlarını muvazaalı ve mirastan mal kaçırmak amacıyla ikinci eşi olan davalıya devrettiğini ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 80 ve 384 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davanın kabulüne; 805 ve 263 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. Maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.6.2013 Salı günü saat 10.11 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi …’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davaya konu 80 ve 384 sayılı parseller bakımından davanın kabulüne, 263 ve 805 sayılı parseller bakımından ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, reddedilen parsellere yönelik olarak davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 263 sayılı parselin tamamının ve 805 sayılı parselin 1/2 payının 1983 yılında yapılan kadastro tespitinde senetsizden zilyetliğe dayalı olarak davalı adına tescil edildikleri, miras bırakanın ise kadastro tespitinden sonra 2003 yılında öldüğü anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre, dayanılan hakkın kadastro tespit tutanağının tanzim tarihinden önce doğması halinde uygulanır. Tutanağın tanziminden sonra doğan haklara ilişkin açılan davalarda hak düşürücü sürenin uygulanma olanağı yoktur.
Değinilen bu ilke ve olgular karşısında, mirasçıların muris muvazaasından kaynaklanan haklarının miras bırakanın ölümü ile doğacağı, somut olayda ise miras bırakanın kadastro tespitinden sonra öldüğü gözetildiğinde, eldeki davada hak düşürücü süreden söz edilemiyeceği açıktır.
Ne var ki, tapusuz taşınmazlar hakkında 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın uygulanma imkanı bulunmadığından, davaya konu 263 ve 805 sayılı parseller bakımından davanın reddedilmiş olması sonucu itibariyle doğrudur.
Davacıların temyiz itirazı yukarıda açıklanan gerekçeden ötürü yerinde değildir. Reddiyle, yerel mahkeme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 18.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.