YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20351
KARAR NO : 2014/5959
KARAR TARİHİ : 19.03.2014
MAHKEMESİ : SELÇUK SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2013
NUMARASI : 2013/309-2013/357
Taraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydında beyanlar hanesinde yazılı kişi ile aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.
Mahkemece,beyanlar hanesindeki şerhin Tapu Sicil Tüzüğünün 25. maddesinde belirtilen ve kütükte bulunması zorunlu olan kimlik bilgilerinden olmadığı, Tapu Sicil Tüzüğünün 87. maddesi gereğince idarece düzeltilebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı,dava konusu 75 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde ” Ev E.. U..’a aittir” şerhinin bulunduğunu,sözkonusu muhtesadı eşit hisselerle tapu kayıt malikleri aynı zamanda çocukları olan Fadima ve Mevlüt’e sattığını ve şerhin terkini işlemi için idareye başvurduğunu ancak beyanlar hanesinde açık kimlik bilgisi bulunmadığından işlemin idarece gerçekleştirilemediğini ileri sürerek beyanlar hanesinde yazılı kişi ile aynı kişi olduğunun tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 75 ada 2 parsel sayılı taşınmaz imar uygulaması ile dava dışı M. T. K. adına tescil edildiği,üzerindeki evin de E.. U..’a ait olduğuna dair beyanlar sütununa kayıt düşüldüğü, taşınmazın intikal ve taksiminden sonra taşınmazı davacıların çocukları Fadime ve Mevlüt’ün eşit hisselerle satın aldıkları anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki,Türk Medeni Kanununun 1012. keza, “Mülkiyet Hakkının Tescili” başlıklı 22.07.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicil Tüzüğü’nün 52 ila 56. (18.05.1994 tarihli ve 94/5623 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicil Tüzüğü’nün 60 ila 64.) maddelerinde düzenlenen “beyanlar” gerek tescillerden, gerekse şerhlerden farklıdır. Kütüğün beyanlar hanesine işlenen kayıt, kural olarak ne bir ayni hak ihdas eder ne de şahsi bir hakkı güçlendirmeye yarar. Beyanların fonksiyonu, gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir.
Öte yandan, “Mülkiyet Hakkının Tescili” başlıklı 22.07.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicil Tüzüğü’nün 28. (18.05.1994 tarihli ve 94/5623 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicil Tüzüğü’nün 25.) maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak belirlenmiştir.
Somut olaya gelince; E.. U.. adına yapılan belirtme onun taşınmaz üzerindeki eve ilişkin hukuki durumunu alenileştirmek amacıyla tapu kaydının beyanlar hanesine yazılmış dolayısıyla bu saptama tapu kaydına işlenmiş bulunmaktadır.Bu durumda Türk Medeni Kanununun 1027. maddesine göre bu tür düzeltme mahkeme hükmü ile yapılabileceğinden burada düzeltme Tapu Sicil Tüzüğünün 87. maddesinden yararlanılarak idare tarafından gerçekleştirilemez.
Kaldı ki; davacı, istemini tespit hükmü verilmesi şeklinde sınırlandırdığı gibi beyanlar hanesindeki şerhin terkin işlemini gerçekleştirebilmek için eldeki davayı açmış bulunduğuna göre davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğu da tartışmasızdır.
Hal böyle olunca,mahkemece işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.