Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2013/20071 E. 2014/6043 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/20071
KARAR NO : 2014/6043
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

ESAS NO : 2013/20071
KARAR NO : 2014/6043
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2012/432-2012/782

Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 63 parsel sayılı taşınmazdaki 3,6,7,8 ve 1/A sayılı bağımsız bölümlerin Ali oğlu Y. E. adına kat mülkiyeti tesisi işlemi ile kayıtlı olduğu, davacının çekişme konusu taşınmazların miras bırakanı Y. E’a ait olduğunu ve kayıt malikinin isminin düzeltilmesi istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu tür işler, 6100 sayılı HMK’nin 382/(2). fıkrasının ç-1) bendi gereğince çekişmesiz yargı usulüne göre sulh hukuk mahkemesinde ve taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan, aynı Kanunun 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülür ve işin niteliği itibarıyla maktu harç alınır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi ve tespit taleplerini, tapu maliki ile mirasçıları isteyebilir.
Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebilir. Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisi vardır.
HMK’nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye elverişli olduğunu söyleyebilme imkânı yoktur. Dava konusu bağımsız bölümlerde kat mülkiyeti tesisine ilişkin 20.12.1982 tarihli işleme ilişkin dayanak Noterlik belgesi ve 21.04.1979 tarihli vekaletnamede ve 1/A sayılı bağımsız bölümün tesciline ilişkin 11.4.1984 tarih ve 621 yevmiye numaralı resmi akitte kayıt malikinin isminin tapu kayıtları ile uyumlu olarak Y. E. olarak geçtiği gözetilerek, anılan vekaletnamenin ve resmi aktin düzenlenmesine esas kimlik belgelerinin merciinden temini, davacının murisi Y. E.’ın nüfusa kayıtlı olduğu haneden anne,baba, kardeş, eş ve çocuklarını gösterir nüfus kayıtlarının temini, aynı ad, soyad ve baba adını taşıyan kişilerin bulunup bulunmadığının, taşınmazların tasarruf durumunun araştırılması ve mülkiyet nakline sebebiyet vermemek bakımından kayıt maliki ile davacının miras bırakanının aynı kişi olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak biçimde yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yapılacak araştırma ile açıklığa kavuşturulması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.
Kabule göre de; davalı tapu sicil müdürlüğünün ilgili sıfatıyla yasal hasım konumunda olduğu gözetilmeksizin yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olması isabetsizdir.
Davalı vekilinin temyiz itirazı açıklanan yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.