Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2013/19209 E. 2014/5960 K. 19.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19209
KARAR NO : 2014/5960
KARAR TARİHİ : 19.03.2014

MAHKEMESİ : GAZİANTEP 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2012/286-2013/464

Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu üzerinde kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulmamış zemin+iki katlı bina bulunan 3136 ada 145 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmamakla beraber binanın ikinci katını ikamet etmek suretiyle kullandığı anlaşılmaktadır.
Davacı, davalının eski gelini olduğunu, bir süreliğine oturmasına müsaade ettiğini,taşınmazı uzun yıllardır bedelsiz olarak kullandığını,ihtara rağmen herhangibir kira bedeli ödememesi ve taşınmazı da boşaltmaması üzerine kira alacağı tahsili ve tahliye istemli icra takibi başlattığını,davalının itirazı üzerine açtığı itirazın iptali davasının reddedildiğini, davalının taşınmazını kullanmasına muvafakatının olmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, davacı kayıt maliki olup, Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanmaktadır.Taraflar arasında bir kira ilişkisi de bulunmamaktadır. Esasen davalı ile birlikte davacının torununun taşınmazı muvafakata dayalı olarak tasarruf ettikleri dosya kapsamı ile sabittir.
Ancak, davacının davalıya ihtar çekerek ve davalı hakkında tahliye istemli takip yaparak taşınmazı boşaltmasını istediği sabittir. Öte yandan;kayıt maliki davacı ile davalının (ve eşiyle) arasında hukuki bir ilişki kurulmadığına göre olayda 6570 Sayılı Yasa’nın uygulama yeri bulunmadığı da açıktır.
Bu durumda; davalının taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeninin bulunduğu söylenemez.
Hal böyle olunca; muvafakatın çekilen ihtar ve daha sonra başlatılan icra takibi ile geri alındığı anlaşıldığından elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.