Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2013/19139 E. 2014/5997 K. 19.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19139
KARAR NO : 2014/5997
KARAR TARİHİ : 19.03.2014

MAHKEMESİ : KÖRFEZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2013/113-2013/603

Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..’nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, ecrimisil isteğinin reddine ve elatmanın önlenmesine karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, dava konusu 27 parsel zemin kat 2 nolu bağımsız bölümün davacıların mirasbırakanı L. D. adına kayıtlı olduğu, davacının taşınmazı davalının kullandığını iddia ederek dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için ecrimisil isteği ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; taraflar arasındaki çekişme hangi hususa ilişkin ise; taleple bağlı kalınarak çekişmenin giderilmesi asıldır. Anılan bu kural, 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesindeki “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” hükmünün bir gereği olup, istek dışına çıkılarak karar verilemez.
Davacı, dava dilekçesinde, dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için ecrimisil istediğine ve el atma bakımından bir istekte bulunmadığına göre, talep aşılarak ve HMK’nın 26. maddesi hükmü gözardı edilerek; el atmanın önlenmesine karar verilmesi doğru değildir.
Bundan ayrı, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Kural olarak, intifadan men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe, işyeri gibi) doğal ürün veren yada kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması ve icra takibi yapılması halleridir. Taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinin bulunması durumunda ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması durumunda yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacaktır.
İntifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Somut olayda; dosya kapsamı ve tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının dava tarihinden geriye doğru 5-6 yıldan beri müteaddit defalar davaya konu taşınmaz için davalıdan kendi payına düşen kira bedelini istediği anlaşıldığından, bu şekilde intifadan men koşulunun gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca; davacının ecrimisil isteği hakkında toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.