YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18778
KARAR NO : 2014/6017
KARAR TARİHİ : 19.03.2014
MAHKEMESİ : MUDANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2013
NUMARASI : 2012/240-2013/9
Taraflar arasında birleştirilerek görülen yargılanmanın yenilenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Birleştirilerek görülen davada, davacılar, dava konusu 595 ada 169 nolu parselin tapuda Hüseyin oğlu H.B….adına kayıtlı olduğunu, Mahkemenin 2009/320 Esas – 2010/173 Karar sayılı ilamı ile tapuda “Hüseyin” olan baba adının “Mustafa” olarak düzeltilmesine karar verildiğini ve kesinleştiğini, oysa, taşınmazın gerçek malikinin, Hüseyin oğlu H. B. olduğunu, ismi düzeltilen şahıs ile tapu malikinin farklı kişiler olmasına rağmen bu hususun dikkate alınmadığını ileri sürerek, Mahkemenin 13.04.2010 tarih ve 2009/320 Esas 2010/173 Karar sayılı kararın yargılamanın yenilenmesi yolu ile ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, Mahkemenin, 2009/320 Esas 2010/173 Karar sayılı kararıyla, dava konusu 595 ada, 169 parsel sayılı taşınmazın maliki Hüseyin oğlu H. B.’ın, ” Hüseyin” olan baba adının “Mustafa” olarak düzeltilmesine karar verildiği, temyiz edilmeksizin 23.06.2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, tapuda isim tashihi davaları niteliği gereği çekişmesiz yargı işi olup verilen karar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp ilgililerce yanlış hükmün düzeltilerek iptali her zaman istenebilir.
Somut olayda, Mahkemece, talep konusu düzeltme istenen taşınmazın malikinin Hüseyin ve Reyhane oğlu Hüseyin B. olup bu isimli kişinin yaşadığı, dosya davalısı M.. B.. ‘ ın, taşınmazın murisi Mustafa oğlu Hüseyin B. ‘ a ait olduğuna yönelik iddiasının dayanağının bulunmadığı, Mahkemenin, 2009/320 Esas, 2010/173 Karar sayılı kararının keşif sırasında dinlenen tanık beyanlarına istinaden yanılgıya düşülerek verildiği, kurulan hükmün mülkiyet değişikliği sonucunu doğurduğundan iptal edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.
Ne var ki, dava konusu , 595 ada, 169 Parselin tapuda Hüseyin oğlu Hüseyin B. adına kayıtlı olduğu, davacı tarafça , Hüseyin oğlu Hüseyin B.’a ait veraset ilamının dosyaya ibraz edilmediği gibi, hakları etkilenecek olan mirasçılarının davada yer almasının da sağlanmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacı tarafa Hüseyin oğlu Hüseyin B.’a ait veraset ilamını dosyaya ibraz etmesi için yetki verilmesine, tespit edilen mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, taraf teşkilinin tamamlanması, iddia ve savunma doğrultusunda tüm delliller toplandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesigerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davalı vekilinin, temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.