YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13503
KARAR NO : 2014/15596
KARAR TARİHİ : 14.10.2014
MAHKEMESİ : YERKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2013
NUMARASI : 2012/163-2013/198
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, eski hale getirme davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı B..K.vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.10.2014 Salı günü saat 9.47’de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ….raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale getirme, eski hale getirme masrafları ile ürün zararının tazmini isteklerine ilişkindir.
Davacı, taşınmazına davalının haksız yere el atarak yol olarak kullandığını, ekili araziyi tahrip ederek zarar verdiğini, tüm sözlü ihtarlarının sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, taşınmazın teslimine, taşınmazın eski hale getirilmesine, eski hale getirme masrafı olan 1.100.-TL ile ekili ürüne verilen zarar sebebi ile şimdilik 3.000.-TL’nin tazminine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında 07.01.2013 havale tarihli dilekçesi ile; ilk verilen bilirkişi raporu doğrultusunda davasını ıslah ettiğini bildirmiştir.
Davalı ise, maden sahasındaki arama faaliyetlerinin ön hazırlık çalışmaları sırasında davacıya ait olduğunu bilmedikleri, ancak ekin sahibi olduğunu öğrendikleri Ç.. Ç.. isimli kişi ile anlaşma imzalayarak bu kişiye PTT kanalı ile 2.500.-TL ödeme yapmak sureti ile çekişmeye konu yeri kiraladıklarını, ruhsat işlemleri bitmediği hâlde alt yüklenicinin, onayını almadan çalışma yaptığını, davacıya verilen zararda kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, davanın alt yükleniciye de ihbarını talep etmiştir.
Mahkemece; kayden davacıya ait çekişme konusu taşınmaza davalının haksız yere müdahale ettiği, taşınmazı kira ile kullanan kişi ile yapılan sözleşmeye davacının rıza göstermediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, tarla vasıflı çekişmeye konu 112 ada 34 parsel sayılı taşınmazın 20.03.1998 tarihinde satışa istinaden davacı adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanın hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) ”Islahın zamanı ve şekli” başlıklı 177. maddesinin 1. fıkrasında; ıslahın tahkikat sona erinceye kadar yapılabileceği düzenlenmiş olup, aynı maddenin 2. fıkrasında da; ıslah duruşma dışında yapılmış ise yazılı ıslah dilekçesinin, karşı tarafın hazır bulunmadığı duruşmada yapılmış ise tutanak örneğinin karşı tarafa tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
Somut olaya gelince; ilk verilen bilirkişi raporu doğrultusunda davayı ıslah ettikleri yönündeki davacı vekilinin 07.01.2013 havale tarihli dilekçesinin davalı tarafa tebliğe çıkartıldığı, ancak tebligat adresinde mahalle, cadde ve sokak isminin yazılı olmaması sebebi ile tebligatın 22.02.2013 tarihinde merciine iade edildiği ve anılan dilekçenin davalı tarafa tebliğ edilmeden sonuca gidildiği görülmektedir.
O hâlde, davacı vekilinin 07.01.2013 havale tarihli ıslah dilekçesinin davalı tarafa yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmesi, ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken HMK’nın 177/2. maddesinde belirtilen yasal zorunluluk gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.