Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2013/10262 E. 2014/12691 K. 01.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/10262
KARAR NO : 2014/12691
KARAR TARİHİ : 01.07.2014

MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2013
NUMARASI : 2012/279-2013/182

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.06.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A. K. ile temyiz edilen vekili Avukat U S.geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-

Dava, 5737 sayılı Yasanın 30. maddesine dayalı tapu iptal ve vakıf adına tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı vakfa ait olduğu, ancak 5737 sayılı Yasanın 30. maddesinin geriye yürümeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu “Maa Müştemilat Bahçeli Kasrı” 474 ada 8 parsel sayılı taşınmazın; 6 parsel sayılı “Fazla Bahçeli Beykoz Kasrı ve Müştemilatı” ve 7 parsel sayılı “denizden dolma mahal” vasıflı taşınmazların birleştirilmesi ile 27.11.1962 tarihinde davalı Hazine adına tescil edildiği, taşınmazın tapu kaydında Eski Eser şerhi bulunduğu, sanat tarihçisi ve vakıf uzmanı bilirkişiler tarafından dosyaya ibraz edilen raporda taşınmaz üzerinde 1. grup korunması gerekli kültür varlığı niteliğinde olan bahçeli kagir kasrın yeraldığının belirtildiği, davacı Vakıflar İdaresinin çekişme konusu taşınmazın 5737 sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 13.09.1957 tarihinde yayımlandığı tarihte yürürlüğe giren aslında vakıf olan tarihi ve Mimari Kıymetli Haiz Eski Eserlerin Vakıflar Umum müdürlüğüne Devrine Dair 7044 sayalı Yasının 1. maddesinde aynen ” Aslında vakıf yoluyla vücuda gelip de muhtelif kanunlar veya sair suretlerle Hazine, belediyeler veya hususi idarelerin mülkiyetine geçmiş bulunan muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlerin mülkiyeti tekrar Vakıflar,Umum Müdürlüğüne devrolunmuştur” hükmü öngörülmüş iken 27.02.2008 tarihinde yayımı ile yürürlüğe giren 5737 sayılı Yasının 80. Maddesi hükmü gereğince 7044 sayılı Yasa iptal edilmiş olup, 5737 sayılı Yasının 30. Maddesi hükmü ile bazı farklılıklar dışında aynı düzenlemeye ” Vakıf yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine Belediye , Özel İdarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan,7044 sayılı Yasada vakıf yoluyla vücuda gelen muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlere değinilmişken 5737 sayılı Ysanın 30. maddesinde sadece ” Vakıf yoluyla meydana gelen vakıf kültür varlıklarının” vakfına devrolunacağı vurgulanmıştır.
Hemen belirtilmelidir ki, yasal düzenlemelerde diğer unsurların yanında taşınmazın vakfına dönmesi için sebep yönünden herhangi bir ayrım yapılmamış, ” her ne bebeple olursa olsun…” demek suretiyle sair unsurların varlığı ve gerçekleşmesi halinde taşınmazın mazbut vakfına devrolunacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmaz üzerinde koruma kurulu kararlarıyla 1. grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olan Beykoz Kasrının bulunduğu, taşınmazın tevhit öncesi 6 parsel olarak gösterilen bölümünün 5737 sayılı Yasanın 3. maddesi uyarınca vakıf yoluyla meydana geldiği ve bölümün anılan yasal düzenleme uyarınca vakfına dönmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Denizden dolgu suretiyle tevhit öncesi 7 parsel olarak gösterilen kısmın ise kapsam dışında olduğu açıktır.
Hâl böyle olunca, dosyaya Harita Mühendisi bilirkişi tarafından ibraz edilen 28.01.2013 tarihli rapor ve krokideki turuncu renk ile işaretli ve vakıf yoluyla meydana geldiği saptanan ifraz öncesi 6 numaralı parsel olarak gösterilen bölüm yönünden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2013 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.