Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2012/7425 E. 2012/12300 K. 05.11.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/7425
KARAR NO : 2012/12300
KARAR TARİHİ : 05.11.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Yanlar arasında birleştirilerek görülen tapu iptal ve tescil davaları sonunda, yerel mahkemece davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava ve birleşen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların aslında bağış olmasına karşın satış biçiminde ve mirastan mal kaçırmak amacıyla temlik edildiği belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ancak, 2010/371 Esas sayılı, davalılar …, …, …, … aleyhine açılan davada 452 ada 56 parsel; 2010/372 Esas sayılı, davalılar … …, …, …, … aleyhine açılan davada 451 ada 6 parsel; 2010/373 Esas sayılı, davalılar …, …, … aleyhine açılan davada 2167 parsel sayılı taşınmazlar dava edilmiş, sonuçta dava kabul edilirken her dava için ayrı bir vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesine karşın harç yönünden tek bir dava imiş gibi hüküm tesis edilmiştir.
Bilindiği üzere her dava birleşse bile bağımsız varlığını koruduğundan harcın ayrı ayrı hüküm altına alınması gerektiği halde, mahkemece bu gerekliliğin yerine getirilmemiş olması doğru değildir.
Öte yandan asıl davada …, …, … ve … davalı olarak gösterilmelerine rağmen dahili dava yolu ile davaya dahil edilen …, hükmün 4, 7 ve 11. fıkralarında; birleşen 2010/372 E. sayılı dosyada …, …, … ve … davalı olarak gösterilmelerine rağmen dahili dava yolu ile davaya dahil edilen …, …, hükmün 5, 8 ve 12. fıkralarında; birleşen 2010/373 E. sayılı dosyada …, … ve … davalı olarak gösterilmelerine rağmen dahili dava yolu ile davaya dahil edilen …, hükmün 6, 9 ve 13. fıkralarında harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuşlardır.
Dosya içeriğinden, asıl davada davalılar … ve … ve …’nin dava konusu 452 ada 56 parsel sayılı taşınmaza, birleşen 2010/372 E. sayılı dosyada … ve …’nin 451 ada 6 parsel sayılı taşınmaza; birleşen 2010/373 E. sayılı dosyada …’nın 2167 parsel sayılı taşınmaza kayden hiç malik olmadıkları, 56 parsel sayılı taşınmazın davalı …, 6 parsel sayılı taşınmazın davalı …, 2167 parsel sayılı taşınmazın ise davalı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, tapu iptal ve tescil davaları kayıt malikine karşı açılır. Davacılar adına tescil isteği ile açılan çekişmeli taşınmazlar halen davalılar …, … ve … adına kayıtlıdır. Olayda zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi, dahili dava yoluyla bir kimseye taraf sıfatı kazandırılmasına da yasal olarak olanak yoktur. Bu durumda kayıt maliki olmayan davalılara husumet düşmeyeceği kuşkusuzdur.
O halde asıl ve birleşen davalarda kayıt maliki olmayan davalılar ve sonradan dahili dava yolu ile davaya dahil edilenler yönünden HUMK’nun 38. md gereğince husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davalılar … ve …’nin temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.