Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2012/5745 E. 2012/9468 K. 17.09.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/5745
KARAR NO : 2012/9468
KARAR TARİHİ : 17.09.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu 406 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki iken 500 m²’lik kısmını dava dışı kişiye kiraladığını, ancak taşınmazın tamamını kullanması karşısında, tahliyesini sağlayabilmek ve tahliyeden sonra iade etmesi koşuluyla davalı oğluna bağışladığını, tahliye sağlandığı halde davalının tapuda ferağ vermediğini, taşınmazı devir iradesi bulunmadığını, taşınmazı davalının iknası üzerine bağış yolu ile devrettiğini, iradesinin fesada uğratıldığını, diğer mirasçıların haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının diğer çocukları lehine de tasarrufları olduğunu, muvazaalı temlik olduğu düşünülse de yazılı delille kanıtlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece;”İddianın ileri sürülüş biçimine göre; davada inançlı işlem hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Esasen bu yön mahkemenin de kabulündedir. Bu tür bir iddianın kanıtlanması 05.02.1974 tarih, 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararında sözü edilen yazılı belge sunulmasına veya yazılı delil başlangıcı sayılacak nitelikte bir bulgunun varlığına bağlıdır. Eldeki davada bu tür bir belge veya bulgu ibraz edilmediğine ve bulunmadığına göre, davanın reddedilmesi gündeme gelecektir. Ne varki, davacı dilekçesinin deliller bölümünde “ve sair” demek suretiyle “yemin deliline de” dayanmıştır. Bilindiği üzere; yemin 6100 sayılı HMK’nun 228. (1086 sayılı HUMK’nun 337. vd.) maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen ve davayı sonuçlandıran yasal ve kesin delildir. 05.02.1947 tarih, 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı ile iddiasının yazılı delille kanıtlayamayan kimsenin karşı tarafa yemin teklif etme hakkının bulunduğu sabittir. Ancak, eldeki davada davacıya bu olanak tanınmamıştır. Hal böyle olunca; davacıya yemin önerme hakkının hatırlatılması, bu hakkın kullanılması halinde hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddedilmiş olmasının doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davalının yemin etmesi gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.