Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2012/4913 E. 2012/8287 K. 02.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/4913
KARAR NO : 2012/8287
KARAR TARİHİ : 02.07.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : İPTAL, TESCİL , ESKİ HALE GETİRME VE TAZMİNAT

Taraflar arasındaki davadan dolayı Bakırköy 3. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 17.12.2010 gün ve 321-418 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava;kat irtifakı kurulmuş binanın bağımsız bölümüne elatmanın önlenmesi, binanın mimari projesine uygun hale getirilmesi olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir.
Mahkemece; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin davalı …’dan, 3.000,00 TL’nin ise diğer davalılardan ayrı ayrı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı … temyiz dilekçesinde; yurt dışı adresinin tespiti için yeterli adres araştırması yapılmadığını, usulüne uygun adres araştırması yapılmadan ilanen tebligat yapılarak savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek temyiz isteğinde bulunmuştur.
Gerçekten de; davalı …’ın da içinde bulunduğu bir kısım davalılara adres araştırması sonucu tebligata yarar adresleri saptanamadığından dava dilekçesinin, hükmün, devamında bozma ilamının ilanen tebliğ edildiği, en son bozma üzerine verilen 17/12/2010 tarihli kararın davalı …’a 20/02/2011 tarihinde ilanen tebliğ edildiği, 21/06/2011 tarihinde de temyiz edilmeden kesinleştirildiği, anılan davalı tarafından öğrenme tarihi 15/02/2012 olduğu belirtilerek 23/02/2012 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; yerleşik Yargıtay içtihatları ve 7201 sayılı Tebligat Yasası’nın 32. maddesi hükmü gereğince; “Tebligat usulüne aykırı yapılmış olsa dahi muhatap tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi sayılır. Hukuk Genel Kurulunun 12/02/1969 tarih, 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere muhatabın bildirdiği öğrenme tarihinin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile kanıtlanabilir.
Davalının temyiz itirazlarına itibar edilerek yapılan adres araştırmalarının yetersiz ve bu nedenle tebligatların usulsüz olduğu düşünülse dahi dosya içeriğinden davacı yanın Bakırköy Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin,17/12/2010 tarih, 2007/321 Esas, 2010/418 sayılı, temyiz edilmediğinden, 21/06/2011 tarihinde kesinleşen ilamın infazı için Bakırköy 12. İcra Müdürlüğüne yaptığı başvuru üzerine başlatılan 2011/10715 Esas sayılı icra takip dosyasında ” ödeme emri ve ekindeki mahkeme ilamının 29/09/2011 tarihinde ” AT00025024500 barkot numarası ile davalı …’a bizzat tebliğ edildiği, ilamlı icra emrinin tebliği üzerine “icra tabinin dayanağı olan ilamın taşınmazın aynına ilişkin olup kesinleşmeden infazının mümkün olmadığı” gerekçesiyle Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesinde bir kısım davalıların vekili olan Av. … aracılığıyla 04/10/2011 tarihinde yaptığı şikayet yoluyla takibin iptalinin istendiği talebin 17/10/2011 tarihinde reddedildiği anlaşılmaktadır.
Olayın akışı, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; davalının Bakırköy Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin, 17/12/2010 tarih, 2007/321 Esas, 2010/418 Karar sayılı ilamından 15/02/2012 tarihinde haberdar olduğu yönündeki iddiasına itibar edilebilmesi mümkün değildir.
Bu durumda, 15 günlük yasal temyiz süresi geçmiş bulunduğundan HUMK’nun 432.maddesi ve Yüksek Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 01.06.1990 tarih ve 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteğinin SÜREDEN REDDİNE, 2.7.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.