Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2012/3474 E. 2012/8004 K. 26.06.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3474
KARAR NO : 2012/8004
KARAR TARİHİ : 26.06.2012

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, MUHTESATIN TESPİTİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 970 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tapuda kayıtlı iken imar uygulaması sonucunda çekişme konusu 3957 ada 1 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tescil edildiğini, ancak taşınmaz üzerinde ağaçlar,ev,sulama sistemi, havuz,kuyu vs. yapı ve muhtesatların bulunduğunu ileri sürerek, yapı ve muhtesat bedellerinin tespit edilerek depo edilmesi ve el atmanın önlenmesi ile yıkıma karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın KABULÜNE karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 26.6.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat … ile temyiz edilen vekili Avukat Ülviye Sarp geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi …’in tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

-KARAR-
Mahkemece yapılan yargılama neticesinde Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/284 D.İş dosyasındaki bilirkişi raporlarında tespit edilen muhtesat bedellerinin hakkaniyete uygun olduğu kabul edilmek suretiyle kaim bedelin davalı tarafa ödenmesi kaydıyla depo edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında, diğer taraftan çekişmeli taşınmazdaki mülkiyetten kaynaklanan ayni hakkın imar şuyulandırılması sonucu kaybedilmiş olması nedeniyle komşu parsellerde uğranılan zararın ayrı bir dava konusu edilebileceğine göre yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, davalı mülkiyet hakkını iradesi dışında kamusal tasarrufa dayalı bir işlem neticesinde kaybettiğinden davanın açılmasına sebebiyet vermediği gözetilmek suretiyle yargılama giderleri ve Avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağının göz ardı edilmesi doğru değil ise de; anılan bu husus yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden; hükmün (3 ve 4) nolu fıkrasının hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yine hükmün (5) nolu fıkrasının hükümden çıkartılarak yerine ” davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” ibaresinin eklenmesine; sair temyiz itirazları yerinde olmadığından reddi ile hükmün 6100 sayılı H.M.K.’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alının peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine, 26.6.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan