YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/3253
KARAR NO : 2012/6324
KARAR TARİHİ : 30.05.2012
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 477 parsel sayılı taşınmazın 19.534,83 m2’lik bölümünün davalı tarafından fabrika binası inşa edilmek ve işlenmemiş (blok taş) taşların depolanmak suretiyle kullanıldığını, fabrikanın çalışması dolayısıyla taşınmazda balçık oluştuğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale iadesi, aksi halde eski hale getirme bedelinin tazmini isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin kararın temyizi üzerine Dairece, atmanın önlenmesi ve yıkım kararı ile yetinilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınmış olması doğru olmadığına değinilerek bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, kesinleşen elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, eski hale getirme bedelinin tahsili isteğinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı Hazine vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi …’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Özellikle, kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın müdahale ettiği saptanarak elatmanın önlenmesi ve yıkım kararı verildikten sonra mahkemece hükmüne uyulan Dairenin bozma ilamı doğrultusunda, eski hale getirme bedelinin tahsili isteğinin reddine karar verilmiş olup, davacı taraf davasında haklı olduğuna ve dava kabul edildiğine göre davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmiş olması doğru değildir.
Ancak, anılan bu yanlışlığın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, kararın 5. fıkrasının hükümden çıkartılmasına, hükmün bu şekliyle 1086 sayılı HUMY’nın 438/7. (6100 sayılı HMY’nın 370/2) ve 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2. maddesi yollaması ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 30.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.