Yargıtay Kararı 1. Hukuk Dairesi 2012/12859 E. 2013/708 K. 24.01.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2012/12859
KARAR NO : 2013/708
KARAR TARİHİ : 24.01.2013

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, paydaşı olduğu 417 parsel sayılı taşınmaza ektirdiği mısırın davalı tarafından söküldüğünü, taşınmazda paydaş olan davalının yararlanmasına engel olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu yeri uzun yıllardır kendisinin kullandığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; “… Yapılan keşif neticesinde elde edilen teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfı ile gösterilen bölümün davacının tasarrufunda bulunduğu, her ne kadar, davacının, taşınmazın paydaşlarından dava dışı kardeşi … …’a teban bu yeri kullandığı tanıklarca ifade edilmiş ise de, bunun kabul edilebilmesi için tüm paydaşlar arasında harici taksim veya fiili durumun oluşması, bu yerin davacının paydaş olan kardeşi … …’a bırakılmış olmasının gerektiği, somut olayda ise böylesi bir olgu saptanmadığına göre, teban kullanma iddiasına hukuksal değer verilemeyeceği, kaldı ki, ( C ) harfi ile gösterilen bu bölümün keşif tarihi itibariyle boş olduğu gözetildiğinde, bu bölüm yönünden, davacının taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullanabileceği bir yer bulunduğu şeklinde değerlendirmek gerektiğinin de kuşkusuz olduğu, bu durumda, çekişme konusu taşınmazda, davacının payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı yerin bulunduğu gözetildiğinde, elatmanın önlenmesi isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiği benimsenerek, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olarak davanın kabul edilmiş olmasının isabetsiz olduğu, o halde, davalının hüküm altına alınan tazminat dışındaki temyiz itirazlarının yerinde olduğu ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak elatma isteği yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak elatma isteği yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, dava dilekçesinde gösterilen dava değerine davalı tarafça itiraz edilmediği ve keşiften sonra belirlenen değer üzerinden mahkemece harç ikmali yaptırılmadığı halde, bozma ilamına uyulmakla, taraflar bakımından usuli kazanılmış hak oluştuğu ilkesi gözardı edilerek, bozmadan sonra elatma isteği yönünden harç tamamlatılmak suretiyle davalı taraf yararına harcı tamamlanan değer üzerinden fazla vekalet ücretinin hüküm altına alınmış olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı değinilen yön itibariyle yerindedir.
Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 5. maddesindeki ” Davalı kendini bir vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 9.475,61.-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine; ” Yargılama sırasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinın 12. maddesine göre belirlenen 960,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ” ibaresinin yazılmasına, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K.’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 436/2. (6100 sayılı HMK’nun 370/2. md.) maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.